Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor Yerel Haberler Teknoloji Kim Kimdir?
İçişleri Bakanlığı'ndan Yeni '112 Web İhbar Sistemi' Uygulaması
İçişleri Bakanlığı'ndan Yeni "112 Web İhbar Sistemi" Uygulaması
Ticaret Bakanlığı'ndan Cep Telefonu ve Taşıt Satışlarına Yeni Taksit Düzenlemesi
Ticaret Bakanlığı'ndan Cep Telefonu ve Taşıt Satışlarına Yeni Taksit Düzenlemesi
2025 Yılı Bütçesi TBMM'de Kabul Edildi
2025 Yılı Bütçesi TBMM'de Kabul Edildi
Aday Öğretmenlik ve Kariyer Basamakları İçin Yeni Düzenleme Yayımlandı
Aday Öğretmenlik ve Kariyer Basamakları İçin Yeni Düzenleme Yayımlandı
19 İlde Gürz-30 Operasyonu: 40 Gözaltı
19 İlde Gürz-30 Operasyonu: 40 Gözaltı
HABERLER>GÜNDEM
28 Nisan 2017 Cuma - 11:33

Ahmet Özal: Babama da diktatör dediler

Şimdi Erdoğan için ‘tek adam olmak istiyor' diyorlar ya, arşivlere bakıldığında aynı manşetlerin babam için de atıldığını görürsünüz.”

Ahmet Özal: Babama da diktatör dediler

Mustafa Arıdoru

mustafa.aridoru@iha.com.tr

Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, 16 Nisan’dan sonra yaşanan mühürsüz zarf tartışmalarından, başkanlık sistemine dair önemli açıklamalarda bulunarak, tek adamlık, diktatörlük eleştirilerine de ‘’Aynı manşetler babamla ilgili de çıktı’’ diyerek yapılan senaryonun aydı olduğunu söyledi.

İşte Ahmet Özal’ın Türkiye Gazetesi’nden Mustafa Arıdoru’yla yaptığı röportajdan başlıklar;

16 Nisan'daki referandum sonucunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

‘Bir hile yapılacak olsaydı bu yüzde 60-65 olurdu’

Çeşitli söylentiler oldu. Mühürsüz zarflar gibi. Ben bir hile yapılmış olduğunu düşünmüyorum. Çünkü yüzde 51 küsürle ‘evet’ kazanılmış. Böyle bir hile yapılacak olsaydı bu yüzde 60-65 olurdu. Bu seçim sonuçları Türkiye için iyi olmuştur. Çünkü Türkiye’de ilk defa bu anayasa ile iki şey yapıldı. Bir tanesi Türkiye koalisyonlardan kurtuldu. Bundan sonra 70’ler ve 90’lardaki gibi geri gidiş koalisyon dönemleri yaşanmayacak. İkincisi hiç kimsenin farkında olmadığı bir şey var. Cumhurbaşkanı çok yetkileri olan fakat hiç bir sorumluluğu olmayan bir müessese idi. Artık cumhurbaşkanı yaptığı yanlış işlerden dolayı yargılanabilecek. Bu durum herkes için geçerli. 3’üncüsü ise eskiden cumhurbaşkanı adayı olabilmek için milletvekili olmak ve 20 milletvekili de imzası gerekiyordu. Bu yeni anayasada 500 bin imza toplayabilen herkes aday olabiliyor. Bu ne demek? Meclis dışında vatandaşın da kendi aralarında seçebilecekleri kişiler bile aday olabilir. Mesela bu anayasada Meclis’in işlevsiz kaldığı söyleniyor. Bu doğru değil. Meclis daha da kuvvetli bundan sonra. Kanunları yapacak olan Meclis’dir. Cumhurbaşkanının kanun yapma hakkı bile yok. Dolayısıyla Türkiye ilk defa olarak önündeki bu engelleri bu sıkıntı oluşturan konuları aşmış oluyor. Ben hayırlı olduğunu düşünüyorum.

Merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın Başkanlık sistemi ile ilgili görüşlerini biliyoruz. Bugün konuşulan başkanlık sistemi ile Rahmetli Cumhurbaşkanımız Özal'ın dile getirdiği Başkanlık sistemini kıyaslayabilecek biri olarak, iki sistem arasında fark olduğunu düşünüyor musunuz?

‘Türkiye’de uzlaşı kültürü gelişecek’

Hayır. Şu anda başkanlık sistemi Türkiye’de Amerika’daki gibi. Milletvekillerinin bakan olamadığı, bakanlar cumhurbaşkanı tarafından atanan kişilerdir. Bunlar da Meclis’e karşı sorumludur. Bugün Türkiye’de yargı-yürütme-yasama bağımsızlığı konuşuluyor. Şu anda ki mevcut anayasada yürütme ile yasama arasında hiçbir ayrım yok. Bugün Meclis’te çoğunluğu olan zaten yürütme aynı zamanda yasama. Dolayısıyla kuvvetler ayrılığı zaten yok ortada. Şimdi mesela şunu söylüyorlar; eğer Meclis’te başka bir parti yarın öbür gün çoğunluğu elde ederse başkanda başka bir partiden olursa ne olacak? O zaman şöyle olacak; Uzlaşma kültürü başlamak zorunda Türkiye’de. Başkan başka bir partiden de olsa Meclis’le anlaşarak yürütecek. İşte koalisyon denilen hadise öyle olmuyor ama bu şekilde oluyor ilerde. Dolayısıyla yürütmede koalisyon yok ama yasamayla farklı olursa anlaşmak zorunda. Türkiye’de uzlaşı kültürü gelişecektir.

Rahmetli Cumhurbaşkanı'mız ısrarla Başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığının var olduğunu savunuyordu. Yeni Başkanlık sisteminde en çok tartışma konusu da tek adamlık meselesi. Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'a en yakın kişi olarak, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

‘Aynı manşetler babamla da ilgili çıktı’

Şimdi tek adam olmak istiyor, diktatör olmak istiyor konuları arşive bakıldığında aynı manşetler babamla da ilgili çıktı. Tek adam olmak istiyor, diktatör olmak istiyor. Manşetler bile aynı. Türkiye’de solun en önemli problemi özellikle CHP’nin bundan sonra herhangi bir şekilde bir koalisyon olmayacak. Koalisyon olmayınca hükümet olabilmeleri, cumhurbaşkanı olabilmeleri için yüzde 51 almaları lazım. Ama Türkiye’de şu anda bakıyoruz ki CHP yüzde 25’e kitlenmiş vaziyette. Ne iniyor ne de çıkıyor. CHP’nin esasında bunu analiz etmesi lazım. Neden 25’te kapandık, kaldık biz şeklinde. Bunu bana CHP’li arkadaşlarım da sordu. Ben onlara şunu söyledim; CHP yüzde 25’i geçebilir mi? Geçer çokta basit. Şimdi CHP’yi Atatürk kurduğu dönem 6 ok ile kurmuş. Ben dedim ki Atatürk inkılapçı ve devrimci bir insan. İleriyi gören bir insan. Büyük bir lider. Ama Atatürk 1938’te vefat etti. Sene 2017. Ama CHP’liler hala Atatürk şu bunu dediyi devam ettiriyor. Şimdi Atatürk bugün mezardan çıksa CHP’lilerin konuştuğu 1938’i mi konuşur? Yoksa 2050’yi mi konuşur? 2050’yi konuşur. Çünkü devrimci, inkılapçı insanlar büyük liderler geleceği konuşur geçmişi değil. Şimdi siz Atatürk’ün ruhunu aldık diyorsanız onun inkılapçı ruhunu aldık diyorsanız 2050’yi tartışalım. 1938’te kalmayın. Siz orada kalmışsınız. Atatürk bugün mezardan çıksa bir ok daha ekler oraya. Ne oku dedi bana. Demokrasi oku dedim. Sizin 6 okunuzun içerisinde demokrasi yok dedim. Demokrasi kavramını CHP içine alması lazım. Bugüne ayak uyduracaksak kendimizi yenilemeliyiz. 

‘CHP özür dilesin, oylarını arttırır’

Bir diğeri 1950’ye kadar olan İnönü döneminde çok sıkıntılar yaşanmış. Hem manevi hem de maddi değerler üzerinden. Bunların yanlış olduğunu şimdi görüyoruz. CHP bugün şunu diyebilir; O dönemi o güne göre değerlendirmek gerekir ama bugünkü düşüncelerimizle o yapılanlar bugünkü değerlerle yanlıştı. Onun için bundan dolayı özür dileyelim desinler. Oylarını arttırırlar. Yani yenilikler getirmeleri lazım.

Finans sektörünün içinden gelen biri olarak, özellikle bankacılık sektöründeki deneyimlerinizi ve Eğitiminizi de göz önünde bulundurarak sormak istiyorum, Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının vermiş olduğu notlar, ekonomiye ve bankacılık sektörüne nasıl yansıyor? Bu kuruluşların verdiği notları ve etkilerini nasıl okumalıyız?

‘Kredi derecelendirme kuruluşlarının arkasında siyasi kararlar var’

Kredi derecelendirme kuruluşları her zaman sadece ekonomik değerler ile karar vermiyor. Biraz da siyasi kararlar var bunun arkasında. Dolayısıyla kredi derecelendirme kuruluşları özellikle Avrupa kaynaklı olanlar siyasi gelişmeleri işin içine katarak birazda menfi yönde hareket ettiklerini görüyorum. Bu kuruluşların çok eskiden olduğu gibi verdiği kararların çok başarılı olamadığını onlarda görüyor. Bunu iş dünyası da takip ediyor. Özellikle yabancı yatırımcılar. Ben çok etkili olamayacaklarını düşünüyorum. Zaten olamadıklarını da gördük.

‘Ben olsam Avrupa Birliği Bakanlığı’nı kaldırırım’

Geçenlerde Sayın Cumhurbaşkanı Avrupa Birliği ilişkilerinde onların bize davranış tarzının, yaklaşımlarının, sözlerini yerine getirilmemesi durumunda serzenişte bulundu haklı olarak . Sayın Cumhurbaşkanı Mayıs’a kadar değerlendirelim Mayıs’ta karar vereceğiz dedi. Şimdi ben hükümet olsam şöyle düşünürüm; Bir Tansu hanımın Avrupa Birliği ile yaptığı Gümrük Birliği anlaşması yanlış bir anlaşmadır. Türkiye’den alacağını almıştır zaten Avrupa Birliği. O yüzden bu saatten sonra üyeliğe de ihtiyacı yok. Çünkü bütün mesele ekonomik ilişkilerdi ve Türkiye’den alacağını aldı. Türkiye şu anda oraya gıda malzemesi bile satamıyor. Ama onlar satabiliyor. Bir kere Gümrük Birliği Anlaşması’nın yeniden gözden geçirilmesi ve yapılması lazım. İkincisi eğer bunlar verdikleri sözü yerine getirmeyecekler ise Mayıs ayından sonra o zaman ben Avrupa birliğine hiç bir şey söylemeyi gerek duymadan Avrupa Birliği Bakanlığı’nı kaldırırım. Eskiden olduğu gibi Avrupa Birliği ilişkilerini Dışişleri Bakalığı’na müsteşarlık olarak bağlarım. Bu mesaj daha ciddiye alınacak bir mesajdır diye düşünüyorum.

Etiketler:
 
Doğuştan bacakları olmayan küçük Miraç, şehir magandalarının hedefi oldu
 
NASA'dan tarihi açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Doğuştan bacakları olmayan küçük Miraç, şehir magandalarının hedefi oldu
Doğuştan bacakları olmayan ve aynı zamanda kalbindeki delikle yaşamak ...
Akın Öztürk utanmadan bu sözleri söylemiş!
FETÖ’cü darbe girişiminin bir numarası Akın Öztürk’ün, Akıncı Üssü’nde ...
İhlas Medya'ya Kutlu Doğum teşekkürü
İhlas Medya bünyesinde Türkiye gazetesinin gündeme taşıdığı "Kutlu Doğum ...
 
YSK referandumun kesin sonuçlarını açıkladı
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, kesin referandum sonuçlarını açıkladı.
YSK, 16 Nisan referandumunun iptaline ilişkin başvuruların ret gerekçesini açıkladı
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), anayasa değişikliğini içeren 16 Nisan referandumunun ...
THY’den dış hat seferlerine parça bagaj uygulaması
Türk Hava Yolları (THY), ABD’ye uyguladığı fazla parça bagaj uygulamasını ...
 
Londra’da saldırı alarmı
İngiltere'nin başkenti Londra'da bıçaklı şahıs polisi alarma geçirdi.
Şehit Polis Fethi Sekin'in ceza makbuzu duygulandırdı
Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Balıkesir İl Başkanı Kürşat Can Ateş'in ...
Bakan Arslan noktayı koydu: 'O parayı ödeyeceğiz'
Bakanı Ahmet Arslan, "Başlangıçta bütün projelerimizde garantiden kaynaklı ...
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri