MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabı Twitter'dan şu paylaşımları yaptı:
"Bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenmiş bugünkü kutlu gecemizin kadrini kıymetini idrak edip kalp dünyamızı esenlik ve huzurla perçinlemesini niyaz ediyorum. Kur’an-ı Kerim bu gecenin nurunda indirilmiştir. İlahi rahmete susayan yürekler bu geceyle vuslata erişmiştir.
Kadir Gecesi’nin nice hikmet ve hidayetle bezenmiş mesajları vardır. Bu mesajları anlayıp anlatmak, safiyetle yaşayıp samimiyetle yaşatmak hepimize düşen manevi mükellefiyetlerdendir. Kadir bilen değer bilir, sabır bilir, hatır bilir, gönül bilir, daha mühimi Allah’ı bilir.
Ramazan ayında müşerref olduğumuz Kadir Gece’mizin, Allah’ın inayetiyle aziz milletimize, Türk-İslam alemine, tüm insanlığa musibetler karşısında metanet ve mukavemet gücü nasip etmesini diliyorum. Gecemiz mübarek, Leyle-i Kadir’imiz nice güzelliklere vesile olsun.
Maalesef İslam toplumlarında kök salan dağınıklık, kadir kıymet ölçülerinden tamamıyla kopuk muvazaalı ve muhataralı diyaloglar zalimlere koz vermekle kalmayıp inanç haklarımıza saldırıları hem tahrik hem de teşvik etmektedir. Çünkü birlik ve beraberlik hisarı yıkıktır.
İsrail, dün akşam Yatsı Namazı esnasında, Mescid-i Aksa’da toplanmış din kardeşlerimize ses bombası ve plastik mermiyle saldırmıştır. Bu mütecaviz saldırganlık Ramazan ayının son cumasında, Kadir Gecesi’nin de bir gün öncesinde vuku bulmuştur. Yani planlı bir barbarlıktır.
İsrail terör devletidir, şiddeti politik enstrüman olarak kullanmaktadır. Diğer yanda Batı Şeria’da sürekli kamçılanan Yahudi yerleşimci terörü mazlumları evinden barkından çıkarmaktadır. Kudüs yaslıdır, Gazze hüzünlüdür, Batı Şeria gariptir, Filistin iki ateş arasındadır.
Siyonizm’in katliamları biliniyorken, zulüm markası bu karanlık zihniyetle ortak bir geleceğin hayalini kurup hedeflerini paylaşan bazı İslam ülkelerine ne söylenmelidir? Hakikat ve hakkaniyet çizgisinde buluşmaktan aciz kalanların varlığını korumaları nasıl beklenmelidir?
Ramazan ayı boyunca Filistinli kardeşlerimizin inanç ve ibadet özgürlüğüne musallat olan, Harem-i Şerif’in statüsünü hedef alan İsrail hükümetini lanetliyorum. Saldırılarda yaralanan Filistinlilere geçmiş olsun diyorum. Kudüs bizim ilk kıblemizdir ve teslim edilmeyecektir.
Kudüs ilk göz ağrımız, ilk sevdamız, ilk yönümüz, Miracımızın ebedi emaneti, inancımızın ezeli onurudur. Kaşgar’dan nasıl taviz vermiyorsak, Kerkük’ten nasıl vazgeçmiyorsak, Kudüs’ten de aynı şekilde vazgeçmeyiz, Siyonist kumpaslara esir bırakmayız.
Kudüs-Kaşgar-Kerkük-İstanbul birbiriyle tarih, kültür ve inanç bağlarıyla sımsıkı bağlıdır. Biri olmadan diğeri ya eksik ya da manen eziktir. Biz kadrimizin, kavlimizin, kaderimizin, kavgamızın bilincindeyiz, şeytanın müfrezelerini de biliyoruz. Ve hesap gününü bekliyoruz.
Üzerimizdeki emeklerini saymakla bitiremeyeceğimiz, sevgi ve fedakârlık simgesi muhterem annelerimizin yarın kutlanacak Anneler Günü’nü tebrik ediyor, hepsine sağlık, sıhhat ve selamet diliyorum. Ebediyete irtihal etmiş annelerimize Allah’tan rahmetler temenni ediyorum."
Hibya Haber Ajansı