Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, dünyanın farklı coğrafyalarında çocukların fiziksel, ruhsal ve psikolojik şiddete maruz kaldığını belirterek, “Geçtiğimiz haftalarda insanlık suçu işlenen Filistin’de, sadece bir ay içerisinde 67 çocuk öldürüldü, onlarcası yaralandı, ailesiz ve evsiz kaldı. Hepsinin hayalleri vardı, büyümek onların da en tabii haklarıydı. Maalesef, yaşam hakkı ellerinden alındı. Bu duruma son vermek öncelikle devletlerin sonra da insanlık ailesinin bir mensubu olarak hepimizin sorumluluğudur” dedi.
Bakan Yanık, İçişleri Bakanlığı desteği ve Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından yürütülen “Çünkü Ben Çocuğum" Projesinin sonuç çalıştayına katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Yanık, ‘Çünkü Ben Çocuğum’ projesi ve benzeri çalışmaların sonuçlarının çocukların korunması ve sosyal politika geliştirme noktasında önemli bir kaynak oluşturacağını söyledi.
Çocukların bütün insanlığın emaneti olduğunu belirten Yanık, “Çocuklarla alakalı mevzu söz konusu olduğunda bütün unvanlardan, bütün kimliklerden ve aidiyetlerden sıyrılıp; şefkat, merhamet ve hakkaniyet temelinde bakıyor, onların geleceğe daha güvenli, daha sağlıklı, daha donanımlı bireyler olarak neler yapabileceğimiz etrafında düşünüyor ve devlet olarak sosyal politikalar üretmeye çalışıyoruz” dedi.
“23 milyon çocuk bizim için 23 milyon gelecek demek”
“23 milyon çocuk bizim için 23 milyon gelecek demek” diyen Bakan Yanık, onlara sağlanan her imkanın Türkiye’nin yarınına yapılmış yatırım olduğunu kaydetti. Çocukların fiziksel, psikolojik, zihinsel, ahlaki ve manevi gelişimi için gereken ortamı oluşturmanın herkesin görevi olduğunu ifade eden Yanık, “Dünyanın farklı coğrafyalarında çocuklar fiziksel, ruhsal ve psikolojik şiddete maruz kalıyor. Geçtiğimiz haftalarda insanlık suçu işlenen Filistin’de, sadece bir ay içerisinde 67 çocuk öldürüldü, onlarcası yaralandı, ailesiz ve evsiz kaldı. Hepsinin hayalleri vardı, büyümek onların da en tabii haklarıydı. Maalesef, yaşam hakkı ellerinden alındı. Bu duruma son vermek öncelikle devletlerin sonra da insanlık ailesinin bir mensubu olarak hepimizin sorumluluğudur” diye konuştu.
Yanık, çocuklarımızı önlenebilir risklerden koruyarak, refah içinde yaşamalarını sağlamak için çalıştıklarını vurgulayarak, “’Onların geleceği bizim geleceğimizdir’ anlayışıyla doğumlarından
yetişkinlik çağlarına kadar her türlü ihtiyaçlarıyla ilgileniyoruz. Eğitimden sağlığa kadar her mecrada onları korumaya ve gözetmeye azami hassasiyet gösteriyoruz. Fiziki ve ruh sağlıklarını korumak, sosyal gelişimlerini artırmak için koruyucu ve önleyici tedbirler geliştiriyoruz” şeklinde konuştu.
“Kişi için en güvenli liman, ailedir”
Bakan Yanık, “Kişi için en güvenli liman ailedir. Bu sebeple sosyal hizmetlerimizi; aile odaklı bir anlayış ve stratejiyle yürütüyoruz. Aile temelli çocuk koruma anlayışıyla çocukları ailelerinden ayırmadan destekliyoruz. Eğer çocuğun aile içerisinde herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmışsa çocuklarımızı kurum bakımına alıyor, önce güvenliklerini temin ediyoruz, varsa rehabilitasyon ihtiyacını karşılıyoruz. Onları topluma faydalı, yeteneklerini ortaya çıkarmış, eğitimlerini yaşıtlarıyla eşit bir şekilde almış bireyler olarak hayata hazırlamaya çalışıyoruz. Çocukların aileleri yanında yeterli sosyal ve ekonomik desteğe sahip olamamaları durumda, çocuklarımıza aile temelli destek anlayışımızla aileye ekonomik destekte bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan Hanımefendinin çocuklar ve dezavantajlı gruplara yönelik hassasiyetini her alanda ifade ettiğini vurgulayan Bakan Yanık, “Kıymetli hanımefendinin dediği gibi ‘Çocuğun yeri, ne sokak, ne tarla, ne fabrikadır! Çocuğun yeri, okuldur! Çocuğun eline ne boya sandığı, ne kâğıt mendil, ne tartı yakışır. Çocuğun eline, en çok kalem, defter, kitap yakışır’ anlayışıyla bizler de çalışmalarımızı planlıyoruz. Çocuk işçiliğiyle daha etkin mücadele etmek adına, illerde Çocuk İşçiliği ile Mücadele Birimleri oluşturduk. Sokakta çalışan ve dilendirilen çocuklar için mobil ekipler oluşturduk. Bu ekipler sokak sokak gezerek bir problem gördüklerinde müdahalede bulunuyorlar” şeklinde konuştu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının çatısı altında çocuk hizmetleri alanında köklü bir değişim ve dönüşüm yaşattıklarına dikkat çeken Yanık, “Bugün kurum bakımındaki evlatlarımız başta olmak üzere, maddi manevi çeşitli destek ve yardımlardan faydalanan tüm çocuklarımız sıcak bir yuva ortamına kavuşmuştur. Her bir evladımızı birbirinden ayırt etmeksizin devletimizin şefkatli yüzü ile buluşturmuştur. Çocuk haklarını muhafaza etmek, refahını artırmak, çocuklarımızın savaşın, acının ve gözyaşının olmadığı daha müreffeh bir dünyada yaşam sürmesi için çalışmalarımızı büyük bir kararlılıkla devam ettireceğiz” dedi.
Demiryürek: “Devletimiz, sosyal hizmet kapsamında hayatın pek çok farklı alanlarına dokunuyor”
Programda konuşan Üsküdar Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek çocuk konusunda devletin sahada neler yaptığına yönelik çalışmalarından bahsetti. Üsküdar’da otizm konusunda yeni bir merkez açacaklarını belirten Demiryürek, “Otizm Tarama Ünitesi kuruluyor. Bu merkez 1-3 yaş arasındaki çocuklara ücretsiz otizm taraması yapacak. Amaç en erken çağda vakaları tespit ederek tedavisine biran önce başlamak” dedi. Sosyal hizmetler alanında yapılan çalışmalardan da bahseden Demiryürek, “ Bu hizmetlerle hayatın pek çok farklı alanlarına dokunuyoruz. Ailelere, Sosyal ve Ekonomik Destek veriyoruz. Engelli Evde Bakım hizmeti, Şartlı Sağlık ve Eğitim Yardımı, Öksüz Yetim Aylığı, Muhtaç Asker Çocuğu Yardımı, Engelli Yakını Aylığı, Doğum Yardımı gibi başlıklar da var. Bu başlıklar, çok farklı alanlarda devletin vatandaşına destek olmaya çalıştığını anlatmış olacak” ifadelerini kullandı.
Kerimoğlu: “Herkesin elinin erdiği, gözünün değdiği çocukları koruma zorunluluğu var”
Hazar Derneği Kurucu Başkanı Ayla Kerimoğlu da projeyle beraber, çocuğun milliyeti, ırkı olmadığını, hepsinin masum ve korunmaya muhtaç olduğunu düşünerek çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Çocuk konusuna duyarsız kalamadıklarını belirten Kerimoğlu, “Hazar Derneği, kadınların eğitimi, kadın hakları ve kadın sorunlarını merkeze alan bir dernek. Bu çalışmada da anne ve bakım verenlere kapsamlı eğitimler vermeyi düşündük. Projemizi eğitim üzerine oturttuk” dedi. Kerimoğlu, “Bireysel ve kurumsal olarak herkesin elinin erdiği, gözünün değdiği çocukları koruma zorunluluğu var. Biz de dernek olarak bu sorumluktan hareketle çocuklarımızı korumak için bu projeyi hayata geçirdik. Çocuklarımızın daha güvenli ortamda yetişmesi için anneyi ve bakım verenleri eğitime tabi tuttuk. Projenin temel amacı çocuk istismar vakalarına dikkat çekerek toplumsal bilinç düzeyini artırmak. Çocukları istismara karşı korumak” diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı