Erdoğan'ın konuşmasında satır başları
İhracatta rekorlar kıran yerli ve milli ekonomi hedefliyoruz.
Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için herhalde gece gündüz çalışarak hedeflerimize mutlaka ulaşacağız.
Yakın tarihe baktığımızda ülkelerin ekonomilerinin en çok siyasi istikrarsızlıklardan ve güven ikliminin bozulmasından etkilendiğini görüyoruz çok önemli istikrardır ve güven biz de bu tespitten hareketli 2002 yılında ülkenin yönetimini devraldığımızdan beri Türkiye'yi istikrar ve güven esasına göre geliştirmenin büyütmenin güçlendirmenin mücadelesini veriyoruz.
Türkiye uzunca bir dönem yol açtığı istikrarsızlıklar terör ve kaos ortamının tetiklediği güvensizlik ikliminin ağır bedellerini ödemiştir.
Bu tablo ülkemizin uluslararası siyasi ekonomik sosyal krizlere de hazırlıksız yakalanmasına yol açmıştır.
2009 küresel krizi gibi 2013 sonrasındaki pek çok siyasi sosyal ekonomik sarsıntıları başarı ile göğüsledik.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerek Türkiye'yi bu kırılgan siyasi iklimden kalıcı olarak kurtardık.
Demokratik ve ekonomik kalkınmanın temel şartlarından biri olan siyasi istikrarı kurumsallaştı bu aynı zamanda bir adım olmuştur. Türkiye bölgesel ve küresel krize rağmen gücünü koruyor hedeflerine yürümeyi sürdürebiliyorsa işte bundandır.
Koronavirüs salgını hem 18 yılda ülkemizde kurduğumuz güçlü altyapının hem de yeni yönetim sistemimizin adeta bir sınamasına dönüşmüştür.
Türkiye'nin bu kriz sürecinde olumlu yönde nasıl ayrıştığını daha iyi görebiliyoruz. Mesela 2020 yılında Dünya Ekonomisi %3,5 Küresel Ticaret %10'a yakın daraldı.
Dünyada bunlar yaşanırken Türkiye ne yaptı? Kendini nasıl farklılaştırdı? Eğer böyle bir şey sorarsanız cevabımız gayet basittir. Öncelikte hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması için devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik, elimizdeki imkanlar kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm dostlarımız ve kardeşlerimize paylaştık.
Aşı ve ilaç tüm dünyanın kullanımını açılmazsa dünyada istikrar sağlanamayacaktır.
Türkiye'nin her türlü farklı senaryoya hazırlıklı olduğunu ve hızlı hareket edebildiğini tüm dünyaya gösterdi. Salgın 2020 yılında %1,8 oranında büyüdük G20 ülkeleri arasında ekonomisini reel olarak başaran 2 ülkeden 1 olduk.
Çin'in ardından ikinci sırada yer aldık. Özellikle yılın ikinci yarısında aldığımız tedbirler ve ekonomiyi canlandırmaya yönelik destekler ile ekonomisini büyütebilen nadir ülkelerden biri olmayı başardık.
Sanayimizdeki üretim çeşitliliği değişikliklere adapte olabilme kabiliyetimiz ve yetkin insan kaynağımız en büyük avantajlarımızdır. Diğer yandan üzerine daha güçlü biçimde odaklanmanız gereken hususlar olduğunu da biliyoruz. İktidarımız döneminde karşılaştığımız her problemin üzerine nasıl çözüm odaklı bir şekilde ısrarla gittiysek bugün de aynısını yapıyoruz. Ülkemizde güçlendirecek reformları hayata geçirecek adımları hiç tereddüt etmeden atıyoruz
Geçtiğimiz haftalarda İnsan Hakları Eylem Planımızı açıklamıştır. Bugün de hem özel şekli teşvik edici hem de kamu tarafını disipline edici unsurlar taşıyan ekonomik tekliflerimizi kamuoyuna sunuyoruz.
Programımız da güçlü yönlerimizi dinlerken sorun gördüğümüz alanlar içinde gerçekçi ve ayakları yere sağlam basan çözümler getiriyoruz.
Biz bugüne kadar hiçbir problemi halının altına süpürmedik, görmezden gelmedik, değişimin dönüşümün gelişmenin ve tekamülün hayatın bir gerçeği olduğuna dolayısıyla süreklilik içerdiğine düşünüyoruz.
İlk olarak döner sermayeleri gözden geçiriyor verimli olmayanları kapatıyor ve diğerlerini de kademeli şekilde merkezi yönetim bütçesi ve dolayısıyla meclis denetimi kapsamına alıyoruz.
Özel hesap uygulamaları acil ve zorunlu olanlarla sınırlandırarak bu kriterleri karşılamayanları yine kademeli olarak kaldırıyoruz.
Böylece bütçede Birlik İlkesini güçlendirmiş oluyoruz. İsrafa kesinlikle tahammülümüz olmadığı için kamu idarelerinde tasarruf anlayışı yaygınlaştırılacak önemli düzenlemeleri hayata geçiriyoruz.
Kamu da taşıt alımı ve kiralanması temsil ve ağırlama gibi harcama alanlarına sınırlamalar getiriyoruz.
Bunların ayrıntılarını bilare kamuoyuna duyuracak ve takibini de yakından yapacağız.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bir gereği olarak kamu kurumlarının teşkilatlanmasını yönetim verimliliği ve etkinliği ilkeleri çerçevesinde güçlendiriyoruz. Kamu personeli ile ilgili iş ve işlemlerin tek bir idare tarafından yürütülmesini sağlıyoruz. Kamu idaresinin bir bütün olduğu anlayışıyla merkezi yönetimin yanı sıra yerel yönetimlerle de tasarruf bakış açısının oluşmasını hedefliyoruz.
Mahalli idarelerde mali disiplini güçlendirecek ve borç stokunun artmasını önleyecek düzenlemeler yapıyor buradan sağlanacak kapasite artışıyla merkezi yönetim üzerindeki finansal yükleri de hak etmiş olacağız. Harcama alanında en temel hassasiyetlerimizden birisi de devletimizin sunduğu sosyal yardımların ihtiyaç sahibi ailelere ulaşmasında en ufak bir adaletsizliğin yaşanmamasıdır. Bunun için merkezi ve yerel yönetimlerin sosyal yardım verilerini bütünleşik sosyal yardım bilgi sistemine entegre ederek veri paylaşımını sağlıyoruz.
Şeffaflığı artırmak gayesiyle sonuçlarını politika gelişmelerini ve hedeflerimizi üç ayda bir Kamu Maliyesi Raporu ile milletimiz de paylaşıyor olacağız.
Halkımızın ödediği her bir kuruş verginin nerelere harcandığını çok daha net görebilmesi için maliye politika uygulamalarını yakından takip edebilmesini sağlıyoruz.
Bugünlerde pek çok ülke milli gelirinin kat ve kat üzerine çıkan borçlarının sıkıntısı ile uğraşıyor. Türkiye'nin kamu borcumuzun milli gelirine oranı ise %40 seviyesinde, Avrupa Birliği ülkelerinin borçluluk ortalaması ne biliyor musunuz %90.
Yıllardır uyguladığımız mali disiplin geleneği sayesinde güçlü bir borç yönetimi çerçevesine sayısız borç yönetimini bütçe finansmanı için borçlanmanın yanında borç stokunun yapısını da idare etmeye yaklaşımı ile yürütüyoruz.
Bu çerçevede borç stokunun dış şoklara karşı duyarlılığını azaltabilmek için döviz cinsi borçların toplam borç stoku içerisindeki payını düşürüyoruz.
Kendi paramız da borçlanacak Türk Lirası cinsi senetleri kullanacağız borçlanmanın ortalama vadesini piyasa şartları ile uyumlu olarak artırıyoruz.
Hazine nakit yönetimini de daha güçlü hale getiriyoruz. Bunun için Hazine'nin kullanımı dışında kalan kurumların hesabını tek hazine kurumlar hesabı sisteminde toplayarak nakit yönetiminde verimliliği sağlıyoruz.
Ülkemizin risk pirimi düşürerek borçlanma maliyetlerimizi aşağıya çekecek politikaları kamu maliyesinin gelir tarafını oluşturan vergi politikalarını hem sadeleştiriyor hem de öngörülebilirliği artıran adımlar atıyoruz.
Esnaf kardeşlerime buradan güzel bir müjde vermek istiyorum. Salgın döneminde esnafımızın ne gibi zorluklarla mücadele ettiğini reform paketimiz de dar gelirli küçük esnafımıza yönelik bir vergi muafiyeti de yer alıyor.
Basit usulde vergilendirilen kuaför, tesisatçı, tuhafiyeci, marangoz, tornacı, çay ocağı işletmecisi ve tamirci gibi yaklaşık 850000 esnafımızı gelir vergisinden muaf tutuyor, beyan yükümlülüklerini de kalırım kapsama giren esnafımızı çok ciddi olarak rahatlatacağına inandığım bu kararın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.
Vergi Usul Kanunu kayıt dışılığı azaltacak ve vergiye uyumlu teşvik edecek şekilde güncelliyoruz. Güncelleme sonrasında mükelleflerimizin noter tasdik muhafaza ve bildirim gibi yükümlülükleri önemli ölçüde hafifletilmiş olacak vergi cezalarında uzlaşma kapsamını genişletiyoruz. Elektronik defter ve elektronik belge kullanımı uygulamasını kademeli olarak yaygınlaştırarak vergi kayıp ve kaçağını azaltıyoruz.
Vatandaşlarımız vergi dairesine bizzat gitmeden işlemlerini dijital ortamda yap bilsinler diye 7 gün 24 saat hizmet verecek Türkiye Dijital Vergi Dairesi uygulamasını başlatıyoruz. Mükellef memnuniyetini sağlamak ve hizmet kalitesini artırmak için Dijital Vergi Asistanı Sistemini devreye alıyoruz.
Uluslararası yatırımcıların vergi hususunda karşılaştıkları sorunları da rapor kapsamında bu çerçevede ortaya çıkabilecek muhtemel sıkıntıları engellemek amacıyla çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarını revize ediyoruz.
Birden fazla ülkeyi ilgilendiren vergi meselelerinde karşılıklı anlaşma yöntemini daha yoğun şekilde kullanacağız. Yatırımcı güvenini ve vergideki öngörülebilirliği artırmak amacıyla peşin fiyatlandırma anlaşmalarını yaygınlaştırılıyoruz.
Kamu 'ya süresinde ödenmeyen borçların tek bir idare tarafından tahsil edilme vatandaşlarımızın sıklıkla karşılaştıkları problemlerden birine daha çözüm getiriyoruz. Vergi denetiminde standart görülebilir ve haksız rekabeti önleyen modellere geçiyoruz.
Bu sayede vergi incelemelerinde sektörler ve konular itibarıyla ortaya çıkabilen farklı uygulamaları ortadan kaldırıyoruz.
Özellikle dijitalleşmenin getirdiği hızdan faydalanarak mükelleflerimizin uzun süreye yayılan denetimlerden kaynaklanan sıkıntılarını da çözüyor
Elektronik Tebligat, Elektronik İnceleme, Elektronik Tutanak ve Elektronik Raporu içeren Dijital Vergi Denetimi Sistemini geliştirerek vergi inceleme sürelerini kısaltıyoruz kamu harcamaları ile ilgili en önemli reformlardan birini de kamu alım ihalelerinde yapıyoruz. Kamu alım ihalelerinde yeni ve dijital bir sisteme geçiyoruz.
Sektörel kamu alımları kanunu çıkarmak için de hazırlıklara başlıyoruz. Kamu ihalelerine katılacak firmaların diğer kat ve yetkinliklerini ihaleden önce objektif şekilde tespit ederek kamuoyu ile paylaşıyoruz. Dijital olarak işleyecek sertifikasyon sistemi herkese açık olacaktır. Bu sistem üzerinden yapılacak ihalelerin daha hızlı daha kolay ve daha az maliyetle gerçekleştirilmesini temin ediyoruz.
Bu çerçevede kamu alımlarını yerli ürünlere yönlendirelim yurtiçi sanayinin gelişmesine çeşitlenmesine ve büyümesine katkı sağlıyoruz. Stratejik sektörlerdeki ürünler için yerliliği artıracak ve teknoloji transferini sağlayacak alım garantilerinin önünü açıyoruz. İthal ürün kullanımını azaltmak için sanayileşme icra komitemizin çatısı altında Merkezi İzleme Sistemi kuruyoruz. Oluşturacağımız ihale şartname havuzlarıyla kamu alımlarına standart getiriyoruz.
Şehir Hastaneleri'nin en somut örneği olduğu Kamu-Özel İşbirliği Projelerimizin başarısı tüm dünyanın takdirini kazanmıştır. Uygulamayı bir üst seviyeye taşımak amacıyla Kamu Özel İşbirliği Kanunu'nun çıkarılmasını planlıyoruz. Böylece yatırımcıların tek bir kanun ile muhatap olmasını projelerin hukuki altyapısının güçlendirilmesini sektörler ve projeler arasında öncelikli hale getirilmesini süreçlerin daha öngörülebilir hale gelmesini sağlıyoruz.
2009 küresel krizi takip eden dönemde uyguladığımız politikalarla tüm dünyada takdir edilen bir başarı elde etmiştik.
Bu dönemde de hayata geçireceğimiz Kamu Maliyesi Reformları sayesinde yine pek çok ülkeden pozitif yönde ayrışarak yeni bir başarı hikayesi yazmakta kararlıyız.
Revize ettiğimiz bütçe açığı hedefine mali disiplinden taviz vermeden ulaşacağız.
Büyük bir üzüntüyle belirtmek isterim ki ülkemizde yılda 19000000 ton gıda israf ediliyor.
Bu gidişata dur demek için harekete geçiyoruz. Tarlada ve hallerde kalan taze meyve ve sebzeleri piyasaya kazandıracak mekanizmalar geliştiriyoruz. Bu ürünleri Dijital Tarım Pazarına dahil ederek hızla alıcılarla buluşmasını sağlıyoruz. Dijital Tarım Pazarı sayesinde her ölçekteki çiftçi ürünü için pazar bulabilecek tüketici ve esnafta istediği kalitede ürün tedarik edebilecektir. Sebze ve meyvede zayiatı azaltan soğuk zincirleri daha fazla destekliyoruz.
Gıda Bankacılığı Sistemini cazip hale getirerek yaygınlaştırılıyor, tarımsal üretimde öngörülebilirliği artırmak ve fiyat dalgalanmalarının önüne geçmek için sözleşmeli tarım mekanizmaları geliştiriyoruz.
İşlenmemiş gıda fiyatlarında aracılık maliyetlerinin düşürülmesine katkı sağlayacak Hal Yasası ile ilgili çalışmaları da hızla tamamlıyoruz.
Hazine ve Maliye Sanayi ve Teknoloji Enerji ve Tabii Kaynaklar Ticaret ve Tarım Bakanlıklarının yer alacağı bu komitenin enflasyonla mücadelede etkinliği artıracağına inanıyoruz.
Bu amaçla kamunun yönettiği ve yönlendirdiği fiyatlardaki artışlar gerçekleşen enflasyon yerine hedef enflasyona göre yapılacak.
Finansal istikrarın sağlanması ve finans sektörünün geliştirilmesinde öncelikli konularımız arasındadır. Türk Bankacılık Sistemi sermaye yeterliliği Likidite karlılık ve aktif kalite gibi finansal sağlamlık göstergelerinde pek çok ülkeye kıyasla güçlü bir görünüme sahiptir.
Salgının gecikmeli yansıyabilecek olumsuz etkilerini şimdiden bertaraf etmek ve bankacılık sektörünün aktif kalitesini daha da iyileştirmek üzere bazı tedbirler alıyoruz.
Bu tedbirlerin başında sorunlu kredisi bulunsa da yaşama şansı olan şirketlerin doğru yönlendirilmesi geliyor. Sıkıntı yaşayan şirketlerin hayatta kalabilmelerini temin için bankacılık sektöründe operasyonel yeniden yapılandırma ve firma rehabilitasyon fonksiyonlarının oluşturulmasını teşvik ediyoruz.
Firmalar istihdama kattıkları her bir ilave kişi için Kredi Garanti Fonu Kefaleti ile 24 ay vadeli ilk 6 ayı ödemesiz 100 bin liralık kredi kullanabilecektir. En fazla 5 kişiye kadar olan bu uygulamada taahhüdünü yerine getiren firma ilave istihdam için yıl boyunca ödediği Sosyal Sigorta ve İşsizlik Sigortası Primlerini kredi finansman maliyetinden düşebilecektir.
Ayrıca sorunlu kredilere yönelik girişim sermaye fonlarının kurulması amacıyla mevzuat altyapısı oluşturuyoruz. Varlık yönetim şirketlerinin rekabetçi ve kurumsal bir yapıda faaliyet gösterebilmeleri için uygulanan damga, harç ve kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi istisnasını süresiz hale getiriyoruz.
Böylece bankacılık sektörünün aktif kalitesini iyileştirirken borçlular için de daha hızlı esnek ve düşük maliyetli çözümler üretilmesini sağlıyoruz. Diğer tarafta katılım finans sektörünün gelişimini hızlandıracak kanunu düzenleme hazırlıyoruz.
Finans sektörü tek çatı altında toplanırken sektöre yönelik bir Merkezi Danışma Kurulu hayata geçiyor.
Amacımız bu alanda muadilleri ile rekabet edebilecek güçlü bir yerli markanın oluşmasını sağlayarak dışarıya ödediğimiz komisyonları azaltmaktır. Dijital paranın ekonomik teknolojik ve hukuki altyapısını oluşturacak adımları atıyoruz.
Finans sisteminin bir diğer sacayağı olan sermaye piyasaları alanında da önemli düzenlemelerimiz olacaktır. Şirketlerin finansman ihtiyaçlarını öz kaynakla yapmalarını teşvik ederek halka arz süreçlerini kolaylaştırıyoruz.
Sermaye piyasalarında ürün çeşitliliğini artırmak için proje finansmanı fonu ve projeye dayalı menkul kıymetlere ilişkin düzenlemeleri tamamlıyoruz.
Böylece altyapı ulaşım enerji haberleşme ve sağlık alanlarındaki projelerin sermaye piyasaları yoluyla da finanse edilmesini sağlıyoruz.
Uluslararası finans piyasalarında yoğun talep gören yeşil tahvil piyasasında dönük altyapıyı oluşturarak bu ilaçları da teşvik ediyoruz. Yenilenebilir enerji, temiz içme suyu, karbon emisyonunu azaltan elektrikli ya da hibrit ulaşım araçları gibi yatırımlar bu tür ihtiyaçlarla finanse edilebilecektir. Şirketlerimizin ilaçlarına özendirmek için Tahvil Garanti Fonu herhangi bir temerrüt durumunda yatırımcılara paralarının bir kısmını alma garantisi verecektir.
Sağlanan garanti sayesinde hem tahvil ihraç eden şirketler daha düşük maliyette tahvil çıkarabilecek hem de yatırımcı talebi artacaktır.
Finansal sektörün sigortacılık ayağını da ihmal etmeyerek Bireysel Emeklilik Sisteminin derinleşmesine ve gelişmesine katkı sağlıyoruz.
Eğitim Sağlık ve Hayat Sigortaları gibi çeşitli tasarruf ürünleri ile entegre ederek uygun maliyetler ve devlet destekleri ile vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Sermaye ve finans piyasalarında bir diğer önemli adımı genç girişimcilerimiz için atıyoruz.
Türkiye teknoloji odağına alan girişimlerde ciddi bir potansiyele sahiptir. Öyle cevval gençlerimiz var ki oyundan biyoteknolojiye tekten siber güvenliğe kadar pek çok alanda gelecek vaat eden teknolojiler geliştiriyor. Yenilikçi işlere imza atıyorlar.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde bir de Yazılım ve Donanım Endüstrileri Başkanlığı kuruyoru
Tıpkı savunma sanayinde olduğu gibi sağlıkta ve yazılım da yerlilik oranlarının artmasına hizmet ederek yurtiçi ekosistemi besleyecek ve ülkemize yeni üstünlük alanları kazandıracaktır. Cari açığımızı sürükleyen özellikle tetikleyen faktörlerden bir diğeri olan enerji alanında hammadde zengini bir ülke olmadığımız ortadadır. Bunun için enerjide dışa bağımlılığı azaltan politikaları etkin şekilde uygulamayı sürdüreceğiz.
Enerji verimliliği desteklerinin kapsamını genişletiyoruz. Elektrik Enerjisi Depolama Tesislerinin kurulmasına yönelik yasal altyapıyı tamamlıyoruz. Doğalgaz piyasasını yeniden yapılandırarak bu alanı rekabetçi bir temelde geliştiriyoruz.
Madencilik petrol ve doğalgaz arama ve üretiminde yatırım ortamını iyileştiriyor, yatırım güvencesini artırıyoruz. İhraç ürünlerimizin daha hızlı ve daha düşük maliyette pazarlara erişimi için yurt dışında Lojistik Merkezleri kuruyoruz. Yeni nesil ihtisas serbest bölgelerimiz faaliyete geçirerek yüksek teknolojili mal ve hizmet üretiminde kümelenmeyi teşvik ediyoruz.
Kredi Garanti Fonu da katma değer üretimi ve nitelikli istihdamı uygun maliyetli selektif kredilerle destekleyecek şekilde geliştiriyoruz.
Firmalar istihdama kattıkları her bir ilave kişi için Kredi Garanti Fonu Kefaleti ile 24 ay vadeli ilk 6 ayı ödemesiz 100 bin liralık kredi kullanabilecektir. En fazla 5 kişiye kadar olan bu uygulamada taahhüdünü yerine getiren firma ilave istihdam için yıl boyunca ödediği Sosyal Sigorta ve İşsizlik Sigortası Primlerini kredi finansman maliyetinden düşebilecektir.
Bunlardan birincisi Cumhurbaşkanı Yardımcımızın başkanlığında çalışacak Ekonomi Koordinasyon Kurulu
İkincisi ise Hazine ve Maliye Bakanımızın başkanlığında faaliyetlerini yürütecek finansal istikrar komitesi ile yeni oluşturacağımız bu yapılarla ekonomi ve finans politikalarımızda şeffaflığı öngörülebilirliği ve koordinasyonu artırarak iletişim mekanizmalarını güçlendiriyoruz.
Kamu yönetimine olan güveni en üst seviyeye çekmek ve alınan kararların kalitesini artırmak için en üst düzey kamu görevlilerine atanmada aranan mesleki tecrübe şartlarını güçlendiriyoruz. Kamu görevlileri kadrolarına bağlı pozisyonları dışında en fazla bir kurumun veya denetim kurullarında görev alabileceklerdir. Türkiye İstatistik Kurumunun ilişkili kuruluş haline dönüştürüyoruz.
Diğer yandan üretken yatırımların artmasını sağlamak için özel sektörde öngörülebilirliği güçlendirecek adımlar atıyoruz. Yatırımcıların kamu uygulamalarından kaynaklanabilecek risklerini en aza indirerek asıl işlerine yani yatırıma üretime istihdama ve ihracatı odaklanmalarını sağlıyor. Özel kesim yatırımlarını kolaylaştırmak için Yatırım Uyuşmazlığı Kurumunu faaliyete geçiriyoruz.
Bu yeni sistem sayesinde yatırımcının idare ile karşılaştığı ihtilaflı konular hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulacak yatırım teşvik sistemimizi sade anlaşılır ve çok daha cazip bir yapıya dönüştürüyoruz.
Yeni teşvik sisteminde öz sermaye ağırlıklı gerçekleştirilen yüksek katma değerli ve bölgesel kümelenme öncelikleri ile uyumlu yatırımlara daha fazla destek sağlıyoruz.
Yatırım teşviklerinde uygulanan Sosyal Güvenlik Kurumu Prim Desteği sürelerine gençlerin ve kadınların istihdamı durumunda arttırıyoruz.
Devlet desteklerinde kamu kaynaklarının etkinliğini ve verimliliğini artırmak için tüm destek uygulamalarının ilke ve esaslarını belirleyen etki değerlendirmesi yapılmasını mümkün kılan bir çatı mevzuat oluşturuyoruz.
Ticarette rekabetçiliği artıracak ve ticareti kolaylaştıracak uygulamaları da hızla hayata geçiriyor. Perakende ticarette haksız ticaret uygulamalarının ortadan kaldırılması amacıyla Avrupa Birliği mevzuatına uygun yeni düzenlemeler yapıyoruz.
Ticaret sicili hizmetlerinde dijitalleşmeye geliştirerek şirket kuruluşlarının süratle tamamlanabilmesini şirketlerin hızlı karar alabilmesini sağlıyoruz.
Kooperatifleri ve üst kuruluşlarının daha şeffaf ve profesyonel bir yönetim yapısına kavuşması için Kooperatifçilik Kanunda düzenlemeler yapıyoruz.
Piyasalarda rekabetçi ve adil bir ortam oluşturarak büyük platformların güçlerini kötüye kullanmalarının önüne geçiyoruz. Bu platformlarda tutulan verilerin amacı dışında ya da rekabeti kısıtlayacak şekilde kullanılmasını önleyecek tedbirleri alıyoruz.
Dijital Pazaryeri Platformlarında ürünlerini satışa sunan firmaların haklarını koruyacak özellikle düzenlemelere gidiyoruz.
Böylece en küçük girişimcinin dahi Dijital Piyasalarda faaliyetlerini güvenle yürütülmesini temin ediyoruz. Yurtdışına veri aktarılmasına yönelik Avrupa Birliği düzenlemeleri ile uyumlu olarak kişisel verilerin korunması kanunda değişiklikler yapıyoruz.
Piyasa gözetimi ve denetimi alanında da çok yenilikçi bir adım atıyoruz. Gözetim ve denetim sorumluluğunun farklılaştırılmış olması hem mükerrer işlemlere yol açıyor hem de hızlı hareket edilmesine engel oluyor. Bunun için tüketicinin korunması kayıtların artması ve piyasada haksız rekabetin etkin bir biçimde önlenmesi amacıyla bağımsız bir Piyasa Gözetim ve Denetim Kurumu kurulmuş piyasada adil ve rekabetçi bir ortam oluşmasını temin edecek bu kurum bağımsız düzenleme ve denetim yapma yetkisine de sahip olacaktır.
Türkiye'yi geleceğe güvenle taşıyacak somut ve odaklı politikalar içeriyor ve takvimler indirdiğimiz tüm reformları belirlediğimiz sürelerde tamamlayacağız. Her 3 ayda bir gerçekleştireceğimiz Reform Takip Toplantılarıyla programın uygulama başarısını değerlendireceğiz.
Türkiye salgın sonrası döneme İnşallah çok daha güçlü bir küresel aktör olarak girecektir.
Hibya Haber Ajansı