ORMAN ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ankara İçme suyu Projesi Gerede Sistemi'ni inceleri. Eroğlu, “Su numunelerin derelerden alma usulü ve tekniği vardır. Her önüne gelen numune alıp da bunu tahlil edip bir takım mesajlar verirse halkta tedirginlik olur” dedi.
Eroğlu, Ümitköy şantiyesinde basın mensuplarıyla birlikte vagona binerek tünel içerisinde incelemelerde bulundu. Eroğlu, tünelin yaklaşık 32 kilometre uzunluğunda olduğunu belirterek, Ankara'nın uzun yıllar su ihtiyacını karşılayacak bu projenin 2014 yılında tamamlanacağını vurguladı.
Türkiye'nin en uzun tünel projesinin burada yapıldığına dikkati çeken Eroğlu, “Ankara büyüdükçe su ihtiyacı artıyor. Tabi biz de büyük düşünüyoruz. Bu maksatla Gerede'den bu suyu getirmeyi planlamıştık. Bununla ilgili olarak geçmişte projeler yapılmış ancak elektrik enerjisi tüketimi olmasın diye tünel açtık. Yaklaşık 32 kilometre uzunluğundaki bu tünelle, buradan getirilecek suyu, Çamlıdere Barajı'na aktarmak mümkün. Gerçekten bu su Ankara'ya hayat verecektir” dedi.
Suda da çılgın proje!
Bakan Eroğlu, bu tesisle Ankara'nın 2050 yılına kadarki su ihtiyacını karşılanacağını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Burada bir reflektör var ve buradan bu sular tünele alınarak suyu Çamlıdere Barajı'na kadar iletiyor. Türkiye'nin en uzun tüneli olduğu için çalışmaların üç noktadan başlamasını istedik. Üç köstebekle tünel açılıyor. Gerçekten bu muhteşem bir proje. Ankara için çılgın projelerden birisi.”
Eroğlu, projenin daha önce düşünüldüğünü ifade ederek, ancak hiç kimsenin buna cesaret edemediğini dile getirdi.
Artık enerji tüketmeden bu suyu Çamlıdere Barajı'na ileteceklerini anlatan Eroğlu, Ankara'da şu anda bir su probleminin olmadığını ancak gelecekteki ihtiyacını karşılamak istediklerini kaydetti.
Bakan Eroğlu, Çamlıdere Barajı'nda yeteri kadar suyun bulunduğunu vurgulayarak, iki yıl kuraklık yaşanması halinde bile Ankara'nın su sıkıntısı yaşamayacağını ifade etti.
Ankara gibi büyük şehirlerde tek bir kaynağa bağlı olmanın yanlış olduğunu belirten Eroğlu, “İki dikiş, üç dikiş gibi alternatifli kaynakları devreye sokuyoruz. Birinde problem olduğu zaman diğerinden su verilsin. İstiyoruz ki her daim, 24 saat, 365 gün her şehrimizde su aksın” dedi.
Şebeke suyu damacanadan temiz
Eroğlu, bir basın mensubunun “Ankaralılar gönül rahatlığı ile su içebilir mi?” sorusu üzerine şöyle konuştu:
“Ankaralılar şu anda bile gönül rahatlığıyla su içebilir. Bazen yanlış haberler çıkıyor. Mesela alüminyum ile ilgili bir takım haberler çıktı. Bunu ben de inceledim. Bunlar son derece yanlış haberlerdir. Kalkıp da uzaktaki bir dereden numune alıp bu numune ile değerlendirme yapmak yanlıştır. Ben ASKİ'nin analizlerini kontrol ediyorum ve gelirken de kontrol ettim. Gerek Dünya Sağlık Teşkilatı'nın, gerekse Sağlık Bakanlığı'nın bütün yönetmenliklerini sağlıyor. Bu numunelerin derelerden alma usulü ve tekniği vardır. Her önüne gelen numune alıp da bunu tahlil edip bir takım mesajlar verirse halkta tedirginlik olur.”
Ankara ve İstanbul'un suyunun tertemiz olduğunu vurgulayan Eroğlu, “Ankara ve İstanbul'un suyu pek çok damacana suyundan da daha temizdir. Alüminyum problemi diye de bir problem yoktur. Asıl olan içme suyu arıtma tesisinden çıkan suyun kalitesidir” dedi.
Eroğlu, vatandaşın deposuna ve apartman girişine kadar suyu tertemiz teslim etmenin Ankara Büyükşehir Belediyesi ve ASKİ'nin görevi olduğunu dile getirerek, “Bir problem yoktur. Ancak vatandaşlar depo yaptırmışsa, bina içerisindeki tesisatında problem varsa onun sorumluluğu, bina sahiplerine aittir” ifadesini kullandı.
Ankara'dan bin 200 noktadan her gün numune alındığını ve şebekelerin kontrol edildiğini belirten Eroğlu, Sağlık Bakanlığı'nın da numune aldığını, dolayısıyla ortaya çıkan yanlış bilgilere mahal verilmemesi gerektiğini söyledi.
Bakan Eroğlu, bu tür yanlış bilgilerin, vatandaşın çok daha büyük bedeller ödeyerek alacağı suların satışına imkan sağladığını kaydetti.
HABERİN ÖZÜ/SÖZÜ
Her şey güzel de, aklımız
"şu anda bile"ye takıldı
BAKAN Veysel Eroğlu, Ankara ve İstanbul'un şebeke suyunun pek çok damacana suyundan daha temiz olduğunu açıkladı.
Açıkladı da, belgeleriyle ekrana yansıyan, damacana suların "çoğunun sağlıksız, mikrobiyolojik açıdan uygunsuz olduğu" iddiaları ortada duruyor.
Sağlık Bakanlığı "tahlil raporlarıyla" ispatlanan bu iddiaları hala araştırıyor.
Yine Çamlıca Barajı'nın iki yıl kuraklık olsa bile ihtiyacı karşılayacağını söylüyor. Söylüyor ama Sağlık Bakanlığı da, Çamlıdere'ye akan derelerden birisinde alüminyum artışı görüldüğünü açıklıyor. Tamam arıtma tesisinde sorun çözülüyor ama, ya başka dereler de varsa...
Zaten Bakan Eroğlu'nun "Ankaralılar şu anda BİLE gönül rahatlığıyla su içebilir" cümlesindeki "BİLE", şu an belki yönetmelik değerlerini aşmasa BİLE, suda farklı bir durum yaşandığını düşündürtüyor.
Ankara'da su kesintileri, suyun tazyiksiz akması da "örtülü su kesintisi mi var" sorusunu, yersiz bir soru olmaktan çıkarıyor.
Velhasıl, haberin özü/sözü, bu konunun daha çok su kaldıracağını ortaya koyuyor.