Anakent Belediyesi'nin kentin güneybatı gelişme bölgesindeki Tuluntaş, Koparan ve Hacılar köylerini kapsayan Güneykent Kentsel Gelişim Proje alanıyla ilgili imar planı değişikliği, Ankara 5. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Ankara Şubesi, Güneykent Kentsel Gelişim Proje Alanına İlişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Ankara 5. İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Davanın gerekçesinde; kentin en önemli gelişme aksı üzerinde yer alan ve gelişme baskısının yoğun yaşandığı bölge özelliğini taşıyan bu alanda, parçacı bir yaklaşımla konunun ele alındığı belirtilerek, “Planlama tekniklerine aykırı olduğu, ekonomik, demografik, sosyal ve mekânsal gelişim süreçlerinin tanımlanmadığı, ayrıca nüfus, istihdam ve ulaşım-yeşil sistem dengelerini bozan bir niteliğe sahip olduğu görülmüştür” tespiti yapıldı. Söz konusu imar planının parçacı bir biçimde ve kamu yararı değil “kişisel yararlar gözetilerek” değiştirildiği vurgulanan gerekçede, inşaat emsali ve yoğunluğun arttırıldığı, üst ölçekli plan kararlarına dayanmaksızın parçacı bir yoğunluk artışı getirildiği ifade edildi.
Planlama alanında Ankara'daki mevcut emsallerin üstüne çıkan bir yapı yoğunluna karar verildiğine dikkat çekilen gerekçede, bu tür yapı yoğunluğu olası etkilerinin göz ardı edildiği kaydedildi. Gerekçede, “Böylesine bir kitle, yoğun ve kesintisiz trafik akışının bulunduğu bir ana yolun kenarına konumlanmış olduğundan, yalnızca ulaşım ve yola katılımda sorunlara sebep olmakla kalmayacak, bulunduğu bölgeyi de olumsuz etkileyecektir. Kent bütünü ölçeğinde, gerekli ve yeterli analizler yapılmaksızın gerçekleştirilen böylesi parçacı plan uygulamaları, benzer örneklerde olduğu gibi nüfus, işgücü dengelerine zarar vererek kentsel ve bölgesel anlamda telafisi güç sonuçlar doğurmaktadır... Planlama alanın çevresi ile ilişkisi, işlevi, yapı yoğunluğu, ulaşım dolaşım sistemine etkileri, kent bütününe etkisi gibi unsurlar incelenmeden, kent bütünü planlama çalışmalarından kopuk olarak gerçekleştirilen böylesi bir parçacı uygulama, şehircilik ilkeleri, planların kademeli birlikteliği, planlama esasları ve kamu yararına aykırıdır” ifadelerine yer verildi.
Mahkeme tarafından yapılan değerlendirmede odanın yürütmeyi durdurma talebi ilk olarak kabul edilirken, buna ilişkin Anakent Belediyesi'nin itirazı ise reddedilmişti. Ankara 5. İdare Mahkemesi daha sonra “Güneykent Kentsel Gelişim Proje Alanı Sınırı”nın mahkeme tarafından daha önce iptal edildiğine işaret ederek, dayanağı kalmayan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan değişikliklerinin onaylanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığına ve işlemin iptaline karar verdi.
'Belediye, hukuk kararlarını dinlemiyor'
ŞPO Ankara Şube Başkanı Orhan Sarıaltun, şube olarak açtıkları davaların önemli bir bölümünü Anakent Belediyesi tarafından onaylanan imar planlarının oluşturduğunu belirterek, belediyenin, kendisi tarafından üretilen üst plan kararlarına bile uymak istemediğini söyledi. Belediyenin ulaşım, nüfus, altyapı ve sosyal donatı ihtiyaçlarını göz ardı eden plan değişikliklerine Ankara'nın çeşitli bölgelerinde devam ettiğini dile getiren Sarıaltun, “Bütün uyarılarımıza rağmen kent planlamasının temel kurallarına ve kamu yararına aykırı planlama çalışmalarına devam eden belediye, açtığımız bir davayı daha kaybetti” dedi. Bu davada yer alan benzer gerekçelerin belediyenin Ankara'da ürettiği birçok planı için de geçerli olduğunu anlatan Sarıaltun, “Maalesef Anakent Belediyesi, hukuk kararlarını da dinlemiyor” dedi. “Kazandığımız birçok dava konusu alanda benzer imar planlarını küçük değişikliklerle hukuku hiçe sayarak tekrar yürürlüğe koyuyor. Bunu yaparken bazen planların ismiyle, bazen kentsel dönüşüm gibi yöntemiyle, bazen de planların formuyla oynayarak içeriğini değiştirmeden tekrar önümüze getiriyor” ifadelerini kullanan Sarıaltun, “Oysa hukukun kararında yer alan 'kent bütünü ölçeğinde, gerekli ve yeterli analizler yapılmaksızın gerçekleştirilen parçacı plan uygulamaları, nüfus, işgücü dengelerine zarar vererek, kentsel ve bölgesel anlamda telafisi güç sonuçlar doğuran uygulamalar, kamu yararı ve şehircilik ilkelerine aykırılık' değişmiyor. Dolayısıyla mahkemelerin kararları ısrarla uygulanmıyor” görüşünü kaydetti.