Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor Yerel Haberler Teknoloji Kim Kimdir?
İçişleri Bakanlığı'ndan Yeni '112 Web İhbar Sistemi' Uygulaması
İçişleri Bakanlığı'ndan Yeni "112 Web İhbar Sistemi" Uygulaması
Ticaret Bakanlığı'ndan Cep Telefonu ve Taşıt Satışlarına Yeni Taksit Düzenlemesi
Ticaret Bakanlığı'ndan Cep Telefonu ve Taşıt Satışlarına Yeni Taksit Düzenlemesi
2025 Yılı Bütçesi TBMM'de Kabul Edildi
2025 Yılı Bütçesi TBMM'de Kabul Edildi
Aday Öğretmenlik ve Kariyer Basamakları İçin Yeni Düzenleme Yayımlandı
Aday Öğretmenlik ve Kariyer Basamakları İçin Yeni Düzenleme Yayımlandı
19 İlde Gürz-30 Operasyonu: 40 Gözaltı
19 İlde Gürz-30 Operasyonu: 40 Gözaltı
HABERLER>GÜNDEM
25 Kasım 2017 Cumartesi - 11:34

Kore Savaşından bir Ayla hikayesi daha çıktı

Kore Savaşında çöpten ekmek topladığını görünce yanına alıp ismini de Savaş koyan Kore Gazisi Nurettin Ebil (91), “Savaş’ın bende özlemi çok fazla. Savaş ağladığı zaman ben de ağlıyordum. O derece birbirimize bağlıydık. Şimdi karşıma çıksa, bu kapıdan içeri girse düşüp bayılırım” dedi.

Kore Savaşından bir Ayla hikayesi daha çıktı

1953 yılında Kore Savaşında görev yapan Astsubay Nurettin Ebil, savaşta ailesini kaybetmiş ve çöpten ekmek toplayan bir erkek çocuğu buldu. Çocuğu, Türk askerlerinin bulunduğu birliğe götürüp karnını doyuran ve üstüne birlikte bulunan en küçük kıyafeti diktiren Ebil, savaşta oldukları için küçük çocuğa Savaş ismini verdi. Zaman içinde birlikteki askerlerden Türkçe öğrenen Savaş, Ebil’e tercümanlık yaptı. Astsubay Ebil, ailesi aklına geldiği zaman ağlayan Savaş ile ağladı, ona babalık yaptı. Nurettin Ebil’in Kore Savaşındaki görevi 1953 yılında sona erdi. Savaş’ı da Türkiye’ye getirmek için uğraştı ancak yetkililerden izin alamadı. Türkiye’ye dönen Nurettin Ebil, Savaş ile 6 ay boyunca mektuplaştı. Savaş mektubunda ‘Beni buradan ne zaman alacaksın?’ diye sorsa da Ebil’in elinden bir şey gelmedi. Bir süre sonra Savaş ile irtibatını kaybeden Ebil, Güney Kore’nin daveti üzerine 2007 yılında Kore’ye gitti. Cebine Savaş’ın fotoğrafını ve mektuplarını da koyan Ebil, Büyükelçiliğin verdiği yemekte Savaş’ı bulmak için yetkililerden yardım istedi ancak bulamadı.

1927 doğumlu olan Nurettin Ebil, 1953 yılında Kore Savaşında yaşadıklarını ise şöyle anlattı:

“Sanat Enstitüsünden mezun olduktan sonra askeriyeye gittim ve okulu bitirdikten sonra üst çavuş olarak çıktım. 1952 yılında Kore’ye tayinim çıktı. 1953 yılının Haziran ayında İzmir’den vapura bindik ve bir ay süren yolculuktan sonra Kore’nin Busan limanına indik. Daha sonra trene bindik ve Kumkale Cephesine intikal ettik. Orada mühimmat deposunu teslim aldım. Mühimmatlar, patlamaması için kum torbalarının içine konmuştu. Bizim bağlı bulunduğumuz cephanelik Amerikalılara ait 63 numaralı cephanelikti. İkmali ben oradan sağlıyor, birliklerin ihtiyacına göre mühimmat dağıtıyordum. Mühimmatı alacağımız yerde muazzam ateş oluyordu. Kumkale Cephesi, düşmanla bizim aramızda 12 metre mesafenin olduğu bir cephe. Bu 12 metre mesafenin ortası çukur. Hiç kimse taarruz edemiyor. O cephe düşman içinde bizim içinde iyiydi. Çünkü taarruz edilmiyor.”

“Amerikalı kendisine tabanca çektiğimi zannedince kaçtı”

Daha sonra Vegas Cephesine gittiğini söyleyen Ebil, cephede yaşadıklarını şöyle özetledi:
“Vegas Cephesi, taarruz edilecek oynak bir cephe. 1953 senesinin Mayıs ayında Türklere hoş geldin dediler ve taarruz ettiler. Bölgede bulunan ay şeklindeki tepe bir onlara geçti, bir bizlere. Mühimmat ikmalini yapmak için oto bölüğünden taşıyıcıları da yanıma alarak hemen arabaya bindim ve bizim bağlı olmadığımız, Amerikalılara ait olan depoya gittim. Çünkü bizim bağlı olduğumuz depo çok uzakta ve oraya gidersem tugay mahvolurdu. Depoya gittiğimde Amerikalı yetkiliye mühimmat almaya geldiğimi söyledim ancak bana 63 numaralı cephane deposundan almam gerektiğini söyledi. Bende, ‘Oraya gidersem tugaya mühimmat yetişmez, yetişmediği için de cephedeki insanlar mahvolur’ dedim. İngilizce bilmediğim için durumu anlatamadım, işaretle anlatmak için tabancayı çıkarmamla birlikte cephanelikte bulunan Amerikalı depodan çıktı gitti. Bende çaresiz kalınca oto bölüğündeki taşıyıcılara ‘her istife bir araba yanaşsın ve mühimmatları yükleyin’ dedim. Bu halde ikmali yaptım, cepheye telefonla bağlandım ve cephenin istediği mühimmatı elime geçtikçe gönderdim. 36 saat muazzam bir taarruz oldu. 36 saat zarfında 300’ü şehit, 150’si yaralı 450 zayiat verdik. Yaralı olup da alamadıklarımız oldu. Hastalık olmasın diye 2 gün sonra yukarıdan uçakla yangın bombası atarak yaktılar. Bizden yaralı olanlarda yandı onların içinde. Ben bunları görünce kendimden geçtim. Ölenlerin yerine bando çalan arkadaşları tayin ettiler. Harp mi yapacaklar? İstikam birliğini olduğu gibi cepheye gönderdiler. Biz yaklaşık 450 zayiat verdik ama onlar binlerce zayiat verdi. Sabah erkenden bir tercüman, bir hakim, bir kurmay başkanı ve deponun komutanı olan albay yanıma geldi. Durumu onlara da anlattım. Tabanca çekmediğimi anlayınca oradaki depo komutanı hemen benim sırtımı okşadı ve gülmeye başladı. Daha sonra bana madalya verdiler. Mühimmatı sağlayamasaydım eğer tugay teslim olurdu. O gece tepe 12 defa el değiştirdi. 4 gün boyunca yemek yemedim. Benim İngilizce bilmemem, tarif edeceğim diye adamın kaçması tugayı kurtardı.”

“Savaşta olduğumuz için ismini Savaş koydum”

Cephaneliğin orada çöplerin bulunduğu yerden yiyecek toplayan bir çocuğu görmesi üzerine yanına gittiğini ifade eden Ebil, “Burada ne arıyorsun diye sordum. Annesi ve babasının öldüğünü, karnının aç olduğunu ve yemek aradığını söyledi. Çocuğu yanıma aldım, yemek verdim, karnını doyurdum. ‘Benim yanımda kalır mısın?’ diye sordum. ‘Kalırım’ dedi. Çocuğu yanıma aldım ve savaşta olduğumuz için çocuğun ismini Savaş koydum. Üstü başı berbat halde olduğu için en küçük elbiseyi üstüne göre diktirip, giydirdik. Yara almıştı, omzunun içinde parça vardı. Zamanla Savaş askerlerden Türkçeyi öğrendi. Daha sonra da bana tercümanlık yaptı. Yanımda 6 ay durdu. Annesi, babası aklına geldiği zaman ağlardı. Bende onunla birlikte oturup ağlardım. Haline çok üzüldüm. Görevim bittiği zaman Savaş, ‘beni de götür, burada durmayım’ dedi. Götürmem yasak olduğu için ‘Sen burada dur mektuplaşalım’ dedim. O ağladı, ben ağladım. O derece birbirimize bağımlı kaldık. Ayrılmak çok zor olduğu gibi birbirimize mektup yazıyorduk. 6 ay boyunca mektuplaştık. Savaş mektubunun birinde, ‘Beni buradan ne zaman alacaksın, niye beni götürmedin, sen benim babam yerinde birisin’ diyordu. Türkiye’ye döndükten sonra Savaş’ın tugayda tercümanlık yaptığını öğrendim” ifadelerini kullandı.

“Kore’ye gidip aradım ama bulamadım”

2007 yılında Güney Kore’den gelen davet üzerine cebine Savaş’ın fotoğraflarını ve mektuplarını da koyarak Kore’ye giden Nurettin Ebil, “Kore’ye gittiğim zaman elçilik bize yemek verdi. Orada bir görevli vardı. Savaş’ı anlattım, fotoğraflarını gösterdim, durumunu sordum. Ancak bulamadım. Savaş’ın bende özlemi çok fazla. Çünkü Savaş ağladığı zaman bende ağlıyordum. O derece birbirimize bağlıydık. Savaş şimdi karşıma çıksa, bu kapıdan içeri girse ben bayılırım. Hükümetimiz Savaş’ı bulursa çok memnun olurum. Savaş bana mektup yazsın bende ona mektup yazarım” dedi.

Şükran Ebil: “Kore’den döndükten sonra uzun süre toplayamadı”

Nurettin Ebil, Türkiye’ye döndükten sonra Kore Savaşında yaşadıklarını uzun süre unutamadı. Nurettin Ebil’in karısı Şükran Ebil, yaşadıkları sıkıntıları şöyle anlattı:

“Gece bağırarak, sıçrayarak uyanıyordu. Ben de daha çocuğum, 16 yaşında evlenmişim, korkuyordum. Uyandırıyordum, bir şey mi oldu diye soruyordum. ‘Ben kendimi çadırda hissediyorum, sağıma soluma bombalar düşüyor’ diyordu. Bu yıllarca devam etti.”

Albümleri karıştırırken Amerikan askerleri tarafından düzenlenen eğlencelerde çekilen fotoğraflar ile Savaş’ın fotoğraflarını gördüğünü ve şaşırdığını söyleyen Şükran Ebil, “Sanatçıların olduğu bütün fotoğrafları kıskandığım için yırttım. Yırttığımı öğrenince çok üzüldü ve ‘o benim büyük bir hatıramdı’ dedi. Şimdi düşündükçe yırttığım için çok üzülüyorum. 64 yıllık evliyiz. Benim arkadaşım, annem, babam, eşim, her şeyim oldu. İlk defa gurbete çıkmıştım. Yemek yapmayı bilmiyordum, ablama mektup yazıp yemek tarifi istiyordum. İşten eve gelince beraber mutfağa geçer yemek yapardık. Çocuk yaşta evlendiğim için ‘hadi gel 5 taş oynayalım’ derdim. O da bana uyardı beraber 5 taş oynardık, saklambaç oynardık evin içinde. En çok ben yeniyordum” diye konuştu.  

 
Çanakkale'de pazar tezgahlarını Japon armudu süslüyor
 
Türkiye’nin 223. tabiat parkı Mardin’de ilan edildi
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Çanakkale'de pazar tezgahlarını Japon armudu süslüyor
Çanakkale'nin Lapseki ilçesine bağlı Umurbey beldesinde yetiştirilen Japon ...
11 büyükelçi merkeze alındı, 15 ülkeye büyükelçi atandı
Resmi Gazete’de yayımlanan 2 yeni kararname ile Malezya Büyükelçiliğine ...
Bakan Ağbal: 'Reel ekonomiye ciddi anlamda katkı verecek'
Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Katma Değer Vergisi ile ilgili kanun çalışmasını ...
 
İETT Genel Müdürü görevden alındı Arif Emecen kimdir?
İETT Genel Müdürü Arif Emecen'in bir hafta önce görevinden alındığı öğrenildi.
İzinsiz fotoğraf yayınlayanlar yandı
Yargıtay, eski sevgilinin Facebook'taki fotoğrafını kaldırmamayı suç saydı.
Ardahan’da hava sıcaklığı eksi 17 dereceyi gördü
Ardahan’da kar yağışının ardından hava sıcaklığı eksi 17 derece ölçüldü. ...
 
Güneydoğu’nun fedakar öğretmenleri
Terör olaylarının en çok yaşandığı bölgede olması nedeniyle birçok insanın ...
Trump’ın danışmanından FETÖ elebaşıyla ilgili açıklama!
ABD Başkanı Donald Trump’ın eski Seçim ve Kampanya Danışmanı Theodore ...
Bakan Eroğlu’ndan hava durumu uyarısı
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, havaların soğumaya ...
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri