Tahvil faizlerindeki hareketlilik piyasalara yön veren ana dinamik olarak çalışmaya devam ediyor. 10 yıl vadeli ABD tahvil faizinin %1,60’ın üzerini sıklıkla test etmesi ve ekonomide toparlanma beklentileri varlık fiyatları arasında ayrışma yaratırken mevcut konjonktürde özellikle gelişmekte olan ülke piyasalarının destek bulmakta zorlandığını görüyoruz. Bu noktada ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde büyüme beklentileri ve faizler yüksek kaldıkça gelişmekte olan ülkelerde güçlü bir momentum oluşması kolay olmayabilir.
Öte yandan ABD’de Senato’nun revize ederek onay verdiği 1,9 trilyonluk mali teşvik paketinin bugün ya da yarın Temsilciler Meclisi’nde gelmesi bekleniyor. Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk Demokratlarda olduğu için onay sürecinde sıkıntı yaşanmayacaktır. Diğer taraftan 1,9 trilyonluk destek ekonominin canlanması adına önemli ve pozitif olsa da bunun aynı zamanda tahvil faizleri üzerinde yukarı yönlü baskı yaratan bir durum olduğunu unutmamak gerekiyor. Dolayısıyla tahvil faizlerinde sert sıçramalar yaşanmasaydı belki de piyasalara pozitif yansıyabilecek paketin şu anda pozitif fiyatlanmaktan uzak olduğunu söyleyebiliriz.
BEKLENTİLERİMİZ
Borsa İstanbul direnç bölgesine takılıyor. BIST-100 endeksi yılın başından bu yana 1550 puanın üzerine doğru denemeler yapsa da endeksin bu bölgede kalıcı olmasını sağlayacak momentumu bir türlü yakalayamıyor oluşu söz konusu seviyeyi önemli bir dirence dönüştürmüş durumda. Bu noktada dün bir kez daha 1550’nin üzeri test edilse de gerek yurtdışı piyasalarda ABD tahvil faizlerindeki yukarı yönlü eğilim nedeniyle kırılganlığın yüksek seyretmesi gerekse USD/TL’nin 7,70’in üzerine yükselmiş olması endeksin kazanımlarını korumasına izin vermedi. Dolayısıyla teknik açıdan görünüm değişmiş değil. Endeksin daha ılımlı bir zeminde hareket etmesi için 1550’nin üzerinde kapanışlar yapması gerektiğini düşünmeye devam ediyoruz.
EUR/USD ihaleleri takip edecek. ABD tahvil faizlerindeki yükselişin sürmesine paralel olarak EUR/USD baskı altında kalmaya devam ederken 1,1950’nin altındaki rakamların aşağı yönlü risk yarattığını düşünmeye devam ediyoruz. Bu noktada aşağıda 200 günlük hareketli ortalamanın da geçtiği 1,1818 seviyesinin ilk önemli destek olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan ABD Hazinesi’nin bugünden başlayarak önümüzdeki üç gün boyunca sırasıyla 3, 10 ve 30 yıl vadeli tahvil ihaleleri gerçekleştirecek olması ihalelere gelecek talebin ve oluşacak faizin paritenin görünümünde belirleyici olacağına işaret ediyor. Kaldı ki, Çarşamba günü aynı zamanda Almanya’da 5 yıl vadeli tahvil ihalesi gerçekleşecek. Bu nedenle ECB toplantısı öncesinde yön arayışında ihale sonuçlarının belirleyici olmasını bekliyoruz.
USD/TL 7,75’in üzerini test etmeye başladı. Mart ayı başında yaptığımız yorumlarda USD/TL’nin 7,20-7,40 bandındaki hareketlerini yön arayışı olarak değerlendirdiğimizi belirterek söz konusu bandın hangi yöne doğru kırılacağının izlenecek yön hakkında daha fazla fikir vereceğine dikkat çekmiştik. 7,40’ın aşılması ile birlikte teknik açıdan yukarı yönlü riskler de artmıştı. Dolayısıyla sadece teknik görünüm göz önünde bulundurulduğunda mevcut hareketin sürpriz olduğunu söylemek zor. Kaldı ki, ABD tahvil faizlerindeki yükselişin gelişmekte olan ülke para birimleri açısından topyekûn risk yarattığını da unutmamak gerekiyor. Mevcut şartlar altında ise 7,65’in üzerinde olunmasının teknik görünüm açısından negatif olduğunu düşünüyoruz.
Ons altın güç kazanmakta zorlanıyor. Altının ons fiyatı destek bölgesi olarak gördüğümüz 1690-1700 dolar bandının üzerinde kalarak yukarı yönlü tepkiler verse de bu tip yükselişlerin büyük resmi değiştirmek için yeterli momentumu sağlamaktan uzak olduğunu görüyoruz. Bu noktada özellikle ABD tahvil faizlerindeki yükselişin fiyatlar üzerinde belirgin şekilde baskı yaratmaya devam ettiğini söyleyebiliriz. Buradan yola çıkarak önümüzdeki üç gün boyunca ABD’deki tahvil ihalelerine gelecek talebin değerli metallerin sergileyeceği performans açısından önemli olduğunu düşünüyoruz.
Kaynak:ÜNLÜ Menkul
Hibya Haber Ajansı