Aydemir’in açıklamaları; CHP’nin milli meselelerdeki suskunluğu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yöneltilen hadsiz ifadeler, Türk milletinin köklü tarihsel yürüyüşü ve Suriye merkezli jeopolitik kuşatmalar gibi geniş bir alana yayıldı.
TUTANAK OPERASYONU: CHP’NİN YÜZÜNE YANSIYAN GAYRİMİLLİ SESSİZLİK
Aydemir, DEM Partili George Aslan’ın Türkiye’yi “soykırımcılıkla” suçlayan beyanlarının TBMM tutanaklarından çıkarılması yönündeki oylamada CHP’nin çekimser kalmasını, “milli vicdanı inkâr” ve “tarih bilincine hakaret” olarak nitelendirdi. Meclis kürsüsünde Türk milletine atılan iftiraya sessiz kalmanın, yalnızca siyasi bir tercih değil; kimliksizliğin ifadesi olduğunu dile getiren Aydemir, “CHP, artık DEM’den daha tehlikeli bir noktadadır” dedi.
Erzurum örneği üzerinden Hınçak ve Taşnak çetelerinin işlediği insanlık suçlarını hatırlatan Aydemir, acılar dinmemişken suskun kalan CHP’yi, “gizli ajandasıyla hareket eden bir tehdit yapısı” olarak tanımladı. Sözlerine, “CHP’nin görevi artık gayrimilli çizgiyi meşrulaştırmaktır” vurgusuyla devam eden Aydemir, Atatürk’ün izinden giden samimi CHP’lilere de çağrıda bulundu: “Bu utanç çizgisine dur demek, Atatürk’ün mirasına sahip çıkmaktır
ERDOĞAN’A DİL UZATMAK, MİLLETİN İRADESİNE SALDIRMAKTIR
Aydemir, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında kullandığı ifadeleri “siyasi terbiye yoksunluğu” olarak tanımladı. Eleştiriyle hakareti karıştıran bu anlayışın, muhalefeti değil, seviye kaybını temsil ettiğini söyleyen Aydemir, “Özel’in ‘muhakeme yeteneğini kaybetmiş’ ithamı, siyasi görgüsüzlüğün ve devlet aklına uzaklığın ilanıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Gazze’den Karabağ’a, Afrika’dan Libya’ya kadar her mazlum coğrafyada umut ve çözüm merkezi olduğunu ifade eden Aydemir, “Bu milletin değerlerine yaslanan bir lider hakkında saygısız konuşmak, sadece edepsizliktir, zavallılıktır” ifadeleriyle tepki gösterdi. Erdoğan’ın dünya siyasetinde saygın bir lider olduğunu vurgulayan Aydemir, “Onun vizyonuna erişmek Özgür Özel’in hayal dahi edemeyeceği bir seviyedir” dedi.
TÜRK DEVLETLERİ ZİNCİRİ: TEOMAN’DAN GAZİ’YE BİR MİLLÎ AKIL YÜRÜYÜŞ
Aydemir, Türk milletinin tarihe mührünü vuran devletler silsilesini sadece siyasi organizasyonlar değil, “irade ve ruh kudretinin yaşayan sembolleri” olarak tanımladı. M.Ö. 220 yılında kurulan Büyük Hun Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan bu büyük yürüyüşün, her neslin omuzlarında taşınması gereken bir miras olduğunu ifade etti.
Aydemir, Batı Hun’dan Avrupa Hun’a, Göktürklerden Selçuklulara, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kadar uzanan çizgiyi “medeniyetin altın halkaları” olarak yorumladı. “Osmanlı bir ulu çınardır ama kökü Teoman’dadır” diyerek, bu geçmişe sahip çıkmayanların geleceği inşa edemeyeceğini söyledi. Selçuklu’nun vizyonunu, Uygur’un medeniyet seferini, Karahanlı’nın İslam’a açtığı kapıyı ve Babür’ün doğuya kazandırdığı adaleti örnek gösterdi. Gençliğe çağrısı netti: “Bu miras tarih kitabında değil, kalpte ve vicdanda yaşamalıdır.”
ŞAM HAMLESİ: YPG ODAKLI TERÖR DEVLETİ SENARYOSU
İsrail’in Şam’da gerçekleştirdiği son saldırıyı “insani değil, stratejik bir tuzak” olarak yorumlayan Aydemir, asıl hedefin Türkiye’nin Suriye’deki etkinliğini kırmak olduğunu söyledi. Bu operasyonun arkasında vekâlet savaşlarının ve harici istihbaratların bulunduğunu kaydeden Aydemir, Dürzi, Nusayri ve özellikle YPG üzerinden yürütülen psikolojik kuşatmayı ifşa etti.
“YPG, sadece bir terör örgütü değil; Suriye’nin kalbine yerleştirilmek istenen bir tetik mekanizmasıdır” diyen Aydemir, bu yapının meşrulaştırılması hâlinde Türkiye’nin hem güney güvenliğinin hem de bölgesel denklemlerdeki ağırlığının sarsılacağını belirtti. Projeye karşı stratejik ve önleyici bir pozisyon alınmazsa, yarının çok geç olabileceği uyarısını yaptı.
Aydemir, son sözünü net ve güçlü bir cümleyle ifade etti:
“YPG’nin tasfiyesi, bölgesel huzurun ve Türkiye’nin bekâsının ön şartıdır. Bugün sessizlik değil; kararlılık vaktidir.”