Aydemir, “Tarih boyunca nice hükümdarlar, nice devletler güç ve kurnazlıkla bir müddet hakimiyet kurdu, ama adalet ve ahlak olmadan hiçbir iktidar ebedi olmadı. İlahi sistem, çıkarcı yaklaşımların bir zaman sonra yıkıma uğrayacağını bize göstermiştir” dedi.
DÜNYADA ZULME KARŞI NET BİR DURUŞ ŞARTTIR
İbrahim Aydemir, günümüz dünya siyasetinde büyük güçlerin ve bölgesel aktörlerin çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini, adalet yerine menfaatin ön planda tutulduğunu ifade etti. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Orta Doğu’daki devletlerin küresel meselelerde sergilediği tutumların, Machiavelli’nin Prens eserinde dile getirdiği pragmatik yönetim anlayışına büyük ölçüde benzediğini belirten Aydemir, bu yaklaşımın kısa vadeli kazanımlara yol açabileceğini ancak kalıcı huzur getirmeyeceğini söyledi.
Aydemir, “Bugün İsrail’in Gazze’deki saldırılarına, Çin’in Doğu Türkistan’daki zulmüne, Myanmar’daki Arakanlı Müslümanlara yapılan baskılara karşı sessiz kalan ülkeler, kendi çıkarlarını düşündükleri için hareket ediyorlar. Ama bilmiyorlar ki bu zulümler karşısında sessiz kalmanın bedelini kendileri de ilerleyen yıllarda ödeyecekler. Zira zulme rıza göstermek, o zulmün bir parçası olmaktır ve tarih, zalimleri ve onlara destek verenleri asla unutmaz” dedi.
GÜÇ, KURNAZLIK VE HESAPÇILIK UZUN VADEDE BAŞARI GETİRMEZ
Machiavelli’nin Prens adlı eserinde dile getirdiği yönetim anlayışına atıfta bulunan Aydemir, bazı devletlerin kurnazlık ve güç politikalarıyla kısa vadeli başarılar elde ettiğini, ancak bu tür yaklaşımların uzun vadede istikrarsızlığa ve çöküşe yol açtığını vurguladı.
“Bir devletin gücü sadece askeri kapasitesiyle veya ekonomik büyüklüğüyle ölçülmez. Bir devletin gerçek gücü, adaletli yönetimi, halkının refahı ve uluslararası ilişkilerinde sergilediği ahlaki duruş ile ölçülmelidir. Bugün zalim yöneticilerin, çıkarcı devletlerin belli bir süre iktidarda kalabildiğini görüyoruz ama bu iktidarın sürdürülebilir olmadığını da tarihten biliyoruz. Roma İmparatorluğu, Osmanlı Devleti, Endülüs ve daha nice büyük devletler; adaletle yönetildiği sürece güçlü kaldılar. Ama adalet zayıfladığında, zulüm ve çıkarcılık ön plana çıktığında çökmeye mahkûm oldular” şeklinde konuştu.
ORTA DOĞU ÜLKELERİ VE TARAFSIZLIK MASKESİ
Aydemir, özellikle Orta Doğu’daki bazı devletlerin, İsrail’in Filistin’deki saldırıları karşısında tarafsız bir politika izlemeye çalıştığını ve çıkarlarını önceleyerek hareket ettiğini belirtti. Bu ülkelerin, İsrail ile ekonomik ve diplomatik ilişkilerini riske atmamak adına Gazze’deki zulme güçlü bir ses çıkaramadıklarını dile getiren Aydemir, bu tutumun tarihi bir vebal olduğunu söyledi.
“Bugün Gazze’de kadınlar, çocuklar katledilirken, bazı Arap ülkeleri kendi çıkarlarını koruma adına sessiz kalıyor. Oysa adalet, sadece bize yakın olanlara değil, herkese karşı uygulanmalıdır. Eğer zulme karşı susuyorsanız, bir müddet sonra o zulmün muhatabı siz olursunuz. Tarih, zalimlerin sonunun hep acı olduğunu göstermiştir. Bugün İsrail’i destekleyerek veya sessiz kalarak kendi menfaatlerini koruduğunu düşünenler, yarın aynı emperyalist güçlerin kendi üzerlerine yürüyeceğini göreceklerdir” ifadelerini kullandı.
DOĞU TÜRKİSTAN, MAB VE ZULME KARŞI EVRENSEL TAVIR
Doğu Türkistan’da Uygurların maruz kaldığı baskılar, Myanmar’da Arakanlı Müslümanlara yönelik zulümler gibi insanlık trajedilerine karşı uluslararası toplumun ikiyüzlü davrandığını söyleyen Aydemir, bazı ülkelerin bu tür konulara sadece kendi çıkarları doğrultusunda tepki verdiğini belirtti.
“Doğu Türkistan’da insanlar kamplara kapatılıyor, dini ve kültürel kimlikleri yok edilmeye çalışılıyor ama ABD ve Avrupa ülkeleri, Çin ile ekonomik çıkarlarını riske atmamak için bu zulme karşı büyük çapta bir ses çıkarmıyor. Aynı şekilde Arakan’daki Müslümanlar yıllardır soykırıma uğruyor ama dünya sadece seyrediyor. Bunlar, Machiavelli’nin bahsettiği gibi kurnaz ve güçlü görünerek kazanım elde etme politikasının bir sonucudur. Ancak ilahi sistem, adaletsizliği uzun süre tolere etmez. Bugün sessiz kalanlar, yarın aynı duruma düşebilirler” dedi.
HAKİMİYETİN DEVAMI İÇİN ADALET VE AHLAK ŞARTTIR
İbrahim Aydemir, sözlerini adaletin önemine vurgu yaparak tamamladı:
“Bizim inancımız, insanlık tarihinin ortaya koyduğu gerçekler ve devlet tecrübeleri gösteriyor ki, bir iktidarın devamlılığı için güç kadar adalet ve ahlak da gereklidir. Kurnazlık, zorbalık ve menfaatçilik ile bir müddet yol alabilirsiniz ama asıl olan, halkın desteğini almak, adil olmak ve hakkaniyetle yönetmektir. İşte o zaman bir devlet ya da bir lider gerçekten güçlü olur. Machiavelli’nin sunduğu ‘korkulan ama sevilmeyen lider’ anlayışı, sadece geçici bir hakimiyet sağlar ama halkına zulmeden, adaletten uzak olan bir liderin ya da devletin uzun süre ayakta kalması mümkün değildir. Zulümle abad olunmaz, dünya siyasetinde de bu gerçeği göremeyenler, tarih sahnesinden silinmeye mahkûmdur.”