CUMHURA RAGMEN!

AKP kendi içinde fire verdi
TASARIYI kısa sürede yasalaştıracağını düşünen AKP, kendi içinde bile ciddi direnişle karşılaşmıştı. Yasanın sakıncalarını gören AKP’li birçok vekil oturumlara katılmayıp pasif direniş sergilemişti. Başbakan Erdoğan’ın grubu basına kapalı toplaması ve sertçe  uyarması da AKP’deki firenin 100’ü aşmasını engelleyememişti. Şimdi tüm gözler, Anayasa Mahkemesi’nde... 

ONAYA TEPKİ YAĞDI

Deniz Baykal: CHP Menfaatlere aykırı
* Cumhurbaşkanı’nın kararı milletin beklediği karar olmamıştır. Siyasetin kendi bağımlılıkları milli menfaatlerin bu noktada bile takdir edilmesine imkan vermemiştir.

Oktay Vural: MHP Şaşkınlıkla karşıladık
* Gül’ün fikir dahi beyan etmeden onaylaması, şaşkınlık verici, üzüntü verici... Görevini yerine getirdiğini düşünmüyorum. CHP’ye mahkeme sürecinde destek vereceğiz.

Ömer Vehbi Hatipoğlu: SP Çok ağır bedelleri olur
* Türk milletinin arzusu yerine getirilmedi. Yasa bu haliyle uygulamaya konursa milli çıkarlar açısından ciddi tehditler ortaya çıkar ki, bunun da bedelleri çok ağır olur.

Hüseyin Mert: DSP Peşini bırakmayacağız
* AKP bu yasada çok ısrar etti. Oysa Türk milleti ve bölge halkının talepleri bu yönde değildi. Yasa çıktı diye peşini bırakacak halimiz yok. Sonuna kadar bu işin takipçisiyiz.

MİLLİ İRADE BUNUN NERESİNDE!
Abdullah Gül, mayınlı arazi yasasına karşı çıkan yüzde 62 oya sahip muhalefeti
görmezden gelerek, kanunu onayladı

Haber: Fatih ERBOZ
Mayınlı arazilerin ihale edilerek yabancı şirketler tarafından temizlenmesi konusunda ısrarcı olan AKP, muhalefetin tüm eleştirilerine rağmen yasa teklifini Cumhurbaşkanı’na yolladı. Abdullah Gül’ün yasayı onaylaması, “AKP Milli iradeyi hiçe saydı” tartışmalarını da beraberinde geldi. Mart 2009 yerel seçimlerinde aldığı yüzde 38.34 oy oranıyla 22 Temmuz genel seçimlerinde elde ettiği oy oranının gerisinde kalan AKP’nin mayınlı araziler yasa tasarısını köşke göndererek parlamentoda ve parlamento dışındaki sayısal çoğunluğu yüzde 62’yi bulan muhalefeti dikkate almaması da eleştiri konusu oldu. Gül’ün yüzde 62’yi görmezden gelerek, yüzde 38 oya sahip iktidarın istediği yasayı onaylamasını değerlendiren muhalefet, Cumhurbaşkanı’nın bu yasayı onaylamakla, milli iradeyi göz ardı ettiğini düşünüyor.

AKP’de çatlağa neden oldu
Mayınlı arazilerin temizlenmesi iktidar ve muhalefet arasında sık sık gerginliklere neden olmuştu. Mayınlı arazilerin temizlenmesine ilişkin yasa AKP’li milletvekillerinin de görüşmelerine girmemeleri nedeniyle ertelenmiş, bunun üzerine Başbakan Erdoğan milletvekillerine sert uyarılarda bulunmuştu. Ancak bunun da kar etmediği görüldü. Başbakan tasarının görüşmelerinden önce parti grubunu basına kapalı olarak topladı. Toplantıda Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül brifing verdi. Buna rağmen AKP Grubu tasarının ilk dört maddesini ancak 190-200 milletvekiliyle geçirebildi. 100’den fazla fire verildi. AKP Grubu’ndan çok sayıda milletvekilinin tasarıya gizli bir muhalefet sergilemesi üzerine iktidar, karar yeter sayısı bulmakta zorlanmıştı. Bu arada, Cuhhurbaşkanı Gül, BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu’yla görüştü. Görüşme sonrası açıklama yapan, “Ben popülist davranmam, bu imzayı gerekli gördüm” dediğini söyledi.

Mayın yasasında neler var?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye-Suriye sınırı boyunca yapılacak mayın temizleme faaliyetlerine ilişkin kanun ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın kurulmasına ilişkin kanunu onayladı. 5903 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun” yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi. Mayın temizleme işini, öncelikli olarak Milli Savunma Bakanlığı yaptıracak; bu usulle gerçekleşmezse, Maliye Bakanlığı devreye girecek ve hizmet satın alarak yaptıracak.  Milli Savunma Bakanlığınca mayın temizleme; Kamu İhale Kanununa tabi olmayan; savunma, güvenlik veya istihbarat alanlarıyla ilişkili olduğuna veya gizlilik içinde yürütülmesi gerektiğine ilgili bakanlıkça karar verilen, mevzuatı uyarınca sözleşmenin yürütülmesinde özel güvenlik önlemleri alınması gereken veya devlet güvenliğine ilişkin temel menfaatlerin korunmasını gerektiren durumlarla ilgili mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin Kamu İhale Kanununun istisna hükmüne göre yaptırılacak.

Komisyon kurulacak
Mayın temizleme bu usulle olmazsa Kamu İhale Kanuna göre Maliye Bakanlığınca hizmet satın alınarak yaptırılacak. Mayından temizlenen alanlardaki Hazine taşınmazlarının tasarrufu, Maliye Bakanlığına geçecek. Maliye Bakanlığı, ihale komisyonlarının oluşum ve çalışmasına ilişkin usulleri, esasları belirleyecek. Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma, Maliye, Tarım ve Köyişleri bakanlıkları temsilcilerinden oluşacak ortak komisyon, yapılacak işin muayene ve kabulünün yanı sıra ihale şartnamesini de hazırlayacak. Komisyonların görevleri ve çalışmasına ilişkin usulleri bu komisyonca belirlenecek. Kamuoyu ve muhalefet, bu kanunda yer alan yap-işlet-devret modeliyle ihaleye büyük tepki göstermişti. Muhalefet bu kanunla mayınlı arazilerin İsrail’e verileceğini söylemişti. Siyasi parti liderleri de, Abdullah Gül’den bu kanunu geri çevirmesini istemişti. CHP de Gül’ün onaylaması durumunda Anayasa Mahkemesi’ne gideceğini açıklamıştı.

Muhalefet, Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin yap-işlet-devret modeliyle yabancılara verileceğini düşünüyor. Bu nedenle TBMM’de buna karşı çıkanmuhelefet, yasanın onaylanmasının ardından konuyu yargıya taşımaya hazırlanıyor.

Yasaya tepki gösteren muhalefet Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor
CHP:Yargıda tecelli edecek
Baykal: Bu milletin beklediği karar değildir. Mahkemeye taşıyacağız
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ve beraberindeki heyetle Parti Genel Merkezi’nde görüştü. Baykal, kabulde mayınlı arazi yasasının onaylanmasını değerlendirdi. Baykal, “Cumhurbaşkanı’nın bu kararı milletin beklediği karar olmamıştır” dedi. Baykal şöyle devam etti: “Keşke Cumhurbaşkanı ezberi şaşırtabilseydi. Cumhurbaşkanlığı makamı her türlü siyasi duygunun, düşüncenin ötesinde memleketin milli menfaatlerini, uzun vadeli yararlarını, Anayasal, hukuki durumu dikkate alarak bir cesur karar alabilmiş olsaydı. Hepimiz bu bekleyiş içindeydik. Ben inanıyorum ki Cumhurbaşkanı böyle bir karar almış olsaydı, Türkiye’nin kendisine olan güveni, geleceğine olan inancı ve siyasete olan saygısı çok daha yüksek düzeyde olurdu. Bu olmadı. Anlaşılıyor ki siyasetin kendi kısıtlamaları, mecburiyetleri, bağımlılıkları milli menfaatlerin bu noktada bile takdir edilmesine imkan vermemiştir.” Baykal konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götüreceklerini belirtti.

Anayasaya aykırı
CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Süha Okay da, yasalaşan tasarı üzerinde detaylı çalıştıklarını ve konuyu Anayasa Mahkemesine götüreceklerine söyledi. AKP’ye oy veren her kesimin bu yasanın arkasında olduğunu söylemeni yanlış bir tespit olacağını kaydeden Okay şunları kaydetti: “Milli irade denince sadece siyaseten bir olgu anlamamak gerekiyor. Milli irade sadece oy verme değildir. Aynı zamanda hukukun üstünlüğüdür, kuvvetler ayrılığıdır. Milli iradenin önemli bir kurumu da yargıdır. Bizde milli iradenin yerini bulması için yasalaşan tasarıyı Anayasa Mahkemesi’ne götürüyoruz. Tasarı AKP’nin bir inat ve şantaj yasasıdır, ancak anayasaya aykırıdır.”

Muhalefet hiçe sayıldı
MHP Hatay milletvekili Süleyman Turan Çirkin ise, AKP’nin TBMM çoğunluğuna dayanarak Türk Milletinin iradesini hiçe saydığını, görmezden geldiğini ifade etti. AKP’nin oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanın yasayı imzaladığını da belirten Çirkin, “AKP çoğunluk sayısına dayanak böyle bir icraatı gerçekleştirmek, AKP’nin oylarıyla seçilen cumhurbaşkanı da yasayı onaylamıştır” diye konştu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da,.Cumhurbaşkanının yasayı herhangi bir fikir dahi beyan etmeden onaylamış olmasını şaşkınlıkla karşıladığını söyledi. Vural, “Her şeyden önce bu kadar büyük tartışmaların yaşandığı bu tasarıda ortaya konan tavra daha saygılı davranacak bir tavır belirlenebilirdi. Cumhurbaşkanının bu konuda kamuoyunun hassasiyetlerini dikkate almamasını ve kendisinin de bu tasarı sırasında ’daha fazla bilgilendirme yapılmalıdır’ demesine rağmen bu bilgilendirme de olmamasına rağmen, bunu imzalamış olmasını, doğru bulmuyoruz. Üzüntü vericidir. Ben sayın cumhurbaşkanının kamuoyunun hassasiyetini dikkate almadığı için görevini layıkıyla yerine getirdiğini düşünmüyorum.” diye konuştu.

Peşini bırakacak halimiz yok
DSP İstanbul milletvekili Hüseyin Mert, Türk milletinin ve bölge halkının sıcak bakmamasına rağmen AKP’nin tasarının yasalaşması için tüm çabayı gösterdiğini söyledi. Mert, şunları kaydetti: “AKP bu konuda çok ısrar etti. Oysa Türk milleti ve bölge halkının talepleri bu yönde değildi. Öncelikli olarak bunun iyi anlatılmadığını ve anlaşılmadığını düşünüyorum.”

Takipçisiyiz
Mert, “Tasarının yasalaşmaması konusunda tek güvencemiz Cumhurbaşkanıydı ancak tasarı yine de yasalaştı. Bu konuda cok ciddi eleştirilerimiz olmuştu ancak iktidar partisi bunları dinlemedi. Ancak yasa çıktı diye peşini bırakacak halimiz yok. Halka yasanın sakıncalarını sonuna kadar anlatmaya devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin milli menfaatlerini savunmaya da devam edeceğiz. Bunun takipçisi olacağız” diye konuştu.

Türk milletinin arzusu görmezden gelindi
Cumhurbaşkanı Gül’ün onayladığı yasaya parlamento dışındaki siyasi partilerin temsilcileri de tepki gösterdi. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu tasarının yasalaşmasıyla birlikte Türk milletinin bu konudaki istek ve arzularının görmezden gelindiğini ifade etti. AKP’nin millet iradesini hiçe sayabilecek bir davranış içerisine giremeyeceğine vurgu yapan Hatipoğlu şunları kaydetti: “Millet iradesi hiçe sayılmıştır demek ağır olacaktır. Bu kolay kolay yapılamaz. Ancak Türk milletinin bu konudaki arzu ve istekleri yerine getirilememiştir, bu doğrudur. Tasarı yasalaşmıştır ancak uygulanabilirliği zor görünmektedir. Öncelikli olarak yasa Anayasa Mahkemesine götürülecektir. Ana muhalefet partisi bunu açıklamıştır.”